KÂBE-3

İstikbâl-i Kıble, Kıble'ye (Kâbe'ye) yönelme. Kâbe’ye dönerek namaz kılma, ibâdet etme.

Kıble, yön demektir; Kâbe de Müslümanlara yön verir, onların birliğini-bütünlüğünü sağlar.
“Ehl-i Kıble, tekfir edilemez.”
Her Müslüman Kâbe’ye yüzünü/yönünü döner ama ne fiziken/madden (coğrafî olarak) ne de ma'nen (niyet, bilinç, düşünce) olarak “tam isabet” edemez, tam isabet edenler, çok azdır.
Ne demek istiyorum?
Önce coğrafî isabeti açıklamaya gayret edeyim. Dünya yuvarlak. Kâbe dünyanın tam ortasında. Kâbe’nin tam zıttı olan dünyanın öbür ucundaki (noktasındaki) Kâbe’nin işgal ettiği alan kadar bir alan hariç, ki Avustralya açıklarındaki Samoa adalarına denk geliyormuş, hiç bir yerden tam isabet sağlanamaz! İllaki 0.001°lik bir açı ile dahi olsa “isabet” kaçar; sadece o noktadan, niyetiniz Kâbe’ye dönmekse! ne yöne dönerseniz dönün Kâbe’ye dönmüş olursunuz. Bir de aradaki mesafeyi dikkate alarak sapma açısını hesapladığınızda Kâbe’yi “ıskalarsınız”!. Onun için coğrafî olarak “tam isabet” zordur. Mezheb imamlarının çoğu bu sapma açısını dikkate alarak “...e doğru yönelmeyi ” ve biraz dikkat etmeyi, en azından %40 lık bir sapmanın olmamasını tavsiye etmişler; bu uzun bikonu, geçelim...
Gelelim manevî isabete.
Diyelim ki %100 isabet ettik; ne var orda? Taşlardan yapılmış küp şeklinde bir “Ev”, değil mi? Beyt-ul Allah. Allah'ın Evi.
Allah orada mı yaşıyor?
Hayır.
O zaman Kâbe bir sembol, bir işaret, bir âyet.
Neyin sembolü, neyin işareti, neyin âyeti?
Biraz da siz düşünün lütfen.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET