BEKLENTİ ve BEKLENTİSİZLİK
Bu iki durum, insan hayatında başat rol oynar; insan, boşu boşuna biiş yapmaz, her yaptığı işten bir karşılık (ecir, ücret, menfaat) bekler. Önemli olan, bu beklentinin “kimden” olduğudur. Bu beklenti insanlardan ise, insanlar bizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bu yüzden, insanlar söz konusu olduğunda “beklentisizlik hâline” girmemiz gerekiyor. Çoğu zaman, insan ilişkilerimiz onlardan beklediğimiz karşılığı görememenin sonucunda bozuluyor. Biz, bir insana iyilik yaparız, karşılığında bir iyilik, en azından bir teşekkür bekleriz; bunu göremeyince de o insan/lar/a küseriz; bu da bizi hayattan koparır, ilişkilerimizi bozar. Oysa, yaptığımız her iyiliğin karşılığını Rabbimizden beklemeliyiz. İnsanlardan beklentisizlik hâli, yapılan iyiliğin Allah (rızası) için yapılması, o iyiliğin karşılığının Allah’tan beklenmesi demektir. Ancak böyle bir hâl, insan ilişkilerine çeki-düzen verebilir. Bu, elbette al gülüm ver gülüm şeklinde menfaate (ticarete!) dayanan kapitalist bir yaşam tarzına alışm