SÛRET
Sûret : Aslının kopyası. Bişeyin aslı, madde ise, madde sûretsiz olmaz, sûretsiz görünmez; sûret olmasa, madde de olmaz. Öyleyse, madde ne/dir?!. Sûretle görülen, ‘neyse o olan şey’. Madde, materyal değil, heyûlâdır; heyulâ da ne olduğu bilinmeyen bişeydir. Maddeyi, katı, sıvı ve gaz hâline getiren şey de sûrettir. (Surat, yüz, vecih/veche, çehre, demektir.) Aklın maddesi beyindir, sûreti ise yoktur; akıl, maddesiz = gayri maddîdir ama akıl, maddesiz de çalışmaz. Farâbî’ye göre akıl, İlk Akıl (= İlk Sebep), Faal Akıl, Müstefad Akıl (= BilKuvve Akıl, BilFiil Akıl, BilMeleke Akıl) gibi kategorilere ayrılır. Kant’ta akıl, Saf ve Pratik’tir. Farâbî : “Müstefad akıl, bir bedene bağlı/bağımlı olmadığından, daha beden ölmeden bile “yüce saadetlere ve âhiret hayatına” kavuşur.” der. (Farabi : Risâle fil Akl. Aktaran : Herbert A. Davidson. Farâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd’de Akıl. İstanbul : Litera, s .87.) İnsan, İlk Akıl ve Faal Akıl ile bağ/bağlantı kurarak yaşarsa, aklını doğru kullanmış olur