ĞARİB
Garib, gurbetteki adam, yalnız adam ama her garib, gurbette değildir, “yalnız”! değildir; “kendi yurdunda”! da garibler vardır (orayı kendi yurdu bellemişse!); kalabalıklar içinde de yalnızlar vardır. Dünya da başlı başına bir gurbettir ama ben, başka gariblerden söz edeceğim. Kim onlar?!. Hiçbir yurda sığamayan, sığınamayalar. Bunlar iki gruptur : 1) O yurtta yaşayanlar, onun gibi düşünmüyor ve yaşamıyorlarsa. 2) O yurt, kalıcı bir yurt değilse; asıl yurt özlemi çekiliyorsa. Bu ikisi birbirine bağlantılı ama ben ilkinden söz edeceğim. Bunlar da iki gruptur : a) Yaşadıkları toplumdan uzaklaşarak, uzlete (halvete, inzivâya) çekilenler. b) Bedenen asgarî şartlarda o insanlarla birlikte olanlar ama ruhen ve fikren, onlar gibi olmak istemeyenler. Esas garib bunlar; çünkü en zoru bu. Çünkü bunlar, belki insanlara bifaydamız olur/dokunur diye kendilerini fedâ eden adamlardır. Onlar bilirler ki onların hayal ettiği dünya, bu dünya değildir; onların inandığı din, bu dünyada hâkim değ