İLİM, İRADE, KUDRET

İlim, İrade, Kudret, Bu sıfatlar, son tahlilde Allah’ın sıfatlarıdır ama ben, insana bakan yüzü hakkında konuşacağım.

İnsandaki bu üç sıfat, birbirlerini tamamlarlar. 

Bir insan ilim elde edecekse, ilmi murat etmeli (iradesine konu edinmeli) veya “irade kudretini” ilim elde etme yönünde kullanmalı. İrade kudreti dedim; kudret, bir şeyi hem yapmak/yapabilmek hem de yapmamak (yapamamak değil!) için kullanılan güç veya kuvvettir. Kişide bu güç varsa, bu gücü, yapmak, (ilim söz konusuysa ilim elde etmek) veya yapmamak (ilim elde etmemek) için kullanır. İşte bu seçim, iradedir. İrade de bir kudrettir. İlim elde edilince, o da bir kudret olur ve iradeyi besler. İlmin iradeyi beslemesi, insanı doğru karar vermeye sevk eder. İlimsiz irade kullanımına ben istek diyorum ve isteği de büyük ölçüde güdülere (= hevâ ve hevese) hamlediyorum. İlmin beslediği irade güçlüdür ve omurgalıdır. İlmin kendisi bizatihi güçtür ve o gücünü iradeye aktarır. 

14/İbrâhim, 21. âyet, mealen, kıyamet gününde azabı görünce, duafânın = zayıfların müstekbirlere (= sahte büyüklere = büyüklük taslayanlara) : biz sizinle beraber değil miydik, sizler büyük (= ulu, güçlü, azametli) adamlar değil misiniz, değil miydiniz, bizden bu azabı niye kaldırmıyorsunuz, kaldıramıyorsunuz?!. Onlar : Allah, bize hidâyet verseydi, biz de size verirdik; artık çook geç... 22. âyet, bu durumun esas sebebi şeytanı konuşturur; şeytan der ki : aslında benim size karşı hiçbir gücüm (sultanım) yoktu, sadece sizi davet ettim (çağırdım, size seslendim), siz de koşa koşa geldiniz, beni kınamayın (= suçlamayın), bu suçu kendinizde arayın!... (14/22.)

Bu, neyi gösterir?!.

Şeytana uyanlardaki zayıflığı (= iradesizliği, bilgisizliği). Bilgi olsa, irade olur ve irade güçlenir; bilgi ile güçlenen irade, şeytanın, şeytanların davetine = çağrısına koşup gitmez. Şeytanın çoğulu şeyâtîndir; bu iki kelime, Kitâb’ta 88 kez geçer. Şeytan, insanı kötülüğe sevk eden her türlü kötü duygu ve dürtünün adıdır; bu duygu ve dürtüler kendi içimizden (hevâ ve hevesimizden) olduğunu gibi dışımızdan (başka insanlardan, medyadan vb. mecralardan) da olur, gelir.

İlim, irade ve kudret sahibi (= akıllı bir adam) şeytanî çağrılara karşı dikkatli olur ve omurgalı durur.

Gücü, silahta, parada, vb. şeylerde arayanlar, ne yapacaklarını, nerede, kimin yanında duracaklarını bilemezler, çoğu zaman haksızlık (zulm) yaparlar ve “şeytana taparlar.”!.

İlim (= akıl), bize şeytanı (kötüleri, kandırıcıları) öğretse bile yeter (= kâfî); çünkü insanın fıtratında kötüden nefret, iyiye ülfet var.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET