İLÂHÎ SORUMLULUK
Bu sorumluluğun iki boyutu var :
Kulun Allah’a karşı sorumluluğu ve İlâh’ın = Allah’ın Kendine karşı Sorumluluğu!. Bu not, ikincisine dâir.
“... Mü’minlere = inananlara = Bize güvenenlere yardım etmeyi üzerimize bir hak (= vazife/sorumluluk) olarak aldık.” (30/47)
Allah’ın bu sorumluluğunu nasıl anlamamız gerekiyor?!. Bir önceki notumuzda Allah, ‘lâ yü’sel’ = sorumsuz = dokunulmaz, demiştik. O, “keyfe mâ yeşâ”! (nasıl isterse öyle) hareket etmez mi?!.
Bir taraftan O :
• Dilediğini yapar. (3/40. 28/68)
• Dilediğini yaratır. (35/1)
• Dilediği kullarına verir. (5/64. 14/11. 13/26.)
• Dilediğini bağışlar; dilediğine azab eder. (29/21)
• Rızkı dilediğine az/kıt, dilediğine çok/bol verir. (13/26. 28/82. 29/62...)
Diğer taraftan :
• Va’dini gerçekleştirir. = Va’dinden caymaz. (3/9. 13/31. 38/20.)
• “... ve kâne alâ rabbiKe va’den mes’ûlâ.” Rabbin, va’dinden (verdiği sözden) mes’ûldür. (25/16)
Allah, “Kendi içinde = Kendinde tutarlı bir ilâhtır.”!. O, kâinata bir düzen (= din) kurmuş/belirlemiş (va’zetmiş) ve o dine = düzene Kendisi de sâdık kalmış, o din üzere kâinatı yönetmekte, idâre etmektedir. O, Kendisinin sâdık kalmadığı bir dini, insanlara emretmez ve insanlara : “Ey İman edenler!, yapmadığınız şeyi niye söylersiniz (emredersiniz)?!” (61/2) demez.
O’ndan büyük başka bir ilâh olmadığı için O, kimseye karşı sorumluluk da (mesûliyet de) hissetmez, “Kendi içinde = Kendinde”! tutarlıdır, çünkü Samed’tir.
Yorumlar
Yorum Gönder