İBLÎSİN = ŞEYTANIN VA'Dİ

İblis kelimesinin, Arapça’ya İbrânice’den geçtiği söylenir; Latince’si diabolos’tur; Türkçe karşılığı ise şeytan; şeytan da şetana (شطن)’dan Arapça. Şeytanın kovulmadan önceki adının iblîs; kovulduktan sonraki adının şeytan olduğu (da) söylenir ama ben bu ayrıma katıl(a)mam; çünkü 7/20’de, insana (= Âdem ve eşine) cennette vesvese verenin şeytan olduğu söyleniyor; ben bu yazıda, bu âyetin son kısmını konu edineceğim.

Şeytan :

“Rabbiniz (Âdem ve Havvâ kast ediliyor) sizi o ağaca yaklaşmaktan niye/niçin men etti, biliyor musunuz?!. = mâ nehâkümâ rabbükümâ an hâzihi-ş şecera?!.” 

(Cevabı yine şeytan veriyor.)

“İki melek olmayasınız ve ebedî yaşamayasınız diye!. = illâ, en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ min-el hâlidîn.” (7/20)

Ve yemin ediyor.

“fe kâsemehümâ, innî lekümâ lemin-en nâsihîn.” (7/21) = Yemin ederim ki ben size doğruyu söylüyorum. (= nasihat ediyorum)!.

Şimdii...

Biz bu nasihate kulak vererek mi yaşıyoruz da, “o ağaca” (= günaha) sürekli yaklaşıyoruz?!. Günah işleye işleye mal, makam vb. şeyler kazanıyoruz ve onların (malın, makamın vb. şeylerin) bizi ebedî kılacağını sanıyoruz?!.

“yeahsebü enne mâlehû ehlede/h.” = O (= insan) zanneder ki malı kendisini ebedî kılacak!. (104/3) Buradaki yeahsebü, aslında (o insana = bize göre) zan değil, bildiğin basbayağı hesap. (= muhasebe).

Şeytana uyunca, hesaplar yanlış yapılıyor. (= Zanlar, hesap/muhasebe diye işlem görmeye başlıyor.)

Çok yakında, çoook büyük hayal kırıkları bizi bekliyor. 

Şeytan da bunu biliyor.

 “... ben size sadece va’d ettim ama benim verdiğim sözler (= va’dler) boşa çıktı; siz, kendiliğinizden bana uydunuz (= bana kandınız); ... beni kınamayın!... (= suçlamayın.)” (14/22.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET