ŞÜPHE = TEREDDÜD

Tereddüt (= şüphe) hâlinde olma, --- kişide güç varsa ---, ya bilgisizliktendir ya da iradesizliktendir. Öyleyse, insandaki bu tereddüt hâli (= kararsızlık), ya ilimle ya da iradenin güçlendirilmesi ile giderilir, izâle edilir. İlim var ama irade güçlü değilse; o ilim, güçlü bir ilim değildir = o ilim, iradeyi güçlendirememektedir; irade varsa (güçlü ise!), ilim yeterli değildir. Her iki hâlin ilâcı da ilimdedir. İlmi yeterli hâle getirmenin iradeyi (= karar vermeyi) güçlendirdiğini daha önce söylemiştim. İlimsiz irade tercihi yapmak, konumuzun dışındadır ve iyi bişey de değildir; böyle tercihler, çoğu zaman insana yanlış işler yaptırır; tesadüfen bu tercihler bazı doğru işlere yol açabilir ama onlar, insana istikrar = tutarlılık ve süreklilik kazandırmaz.

Kişide tereddüt hâlinin oluşması, ilim eksikliğinden ve irade zayıflığındansa, o kişinin yapacağı tek şey, ilim elde etmek ve bu yolla iradesini güçlendirmektir. İlmini artırmayan insan, ya nefsinin arzularına (hevâ ve heveslerine), ya da başka nefislerin (şeytânî) isteklerine uyar; özgür kararlar veremez, güdülür; dikkat!, böyle insanlarda da tereddüt olmaz, oluşmaz.

Tereddüt hâlinde olan biri, bilerek “Lâ ilâhe illâ-l Allah.” da diyemez; Allah’tan başka bir ilâhın olmadığına da karar veremez; (belki) “ayıp olmasın” diye birileri (ana-baba, eş-dost, akraba, toplum, vb.) öyle diyor/söylüyor diye öyle der//söyler.

Eğer iman, tereddüt = şüphe kabul etmiyorsa, az da olsa! ilim ve irade zorunludur = gereklidir. İlim (ve irade) güçlendikçe, iman da güçlenir; İlâhî emir ve yasakları yapıp-yapmamadaki tereddütler de = şüpheler de azalır.

“Rabbi zidnî ilmâ. Rabbi heblî hükmâ.= Rabbim ilmimi artır. Rabbim bana hikmet (= doğru hüküm verme yeteneği) nasip et.” (29/114. 26/83.) Beni tereddütte bırakma!. Karar verdikten sonra da Sana tevekkül etmeyi nasip eyle. (3/159.)

Âmin. Yâ Rabb-el Âlemîn.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET