ÖZNE-NESNE-YÜKLEM

Özne : Arapça adıyla fâil, iş yapan. Özne, nesne üzerinde iş yapar. Nesne ise, üzerinde iş yapılandır. Yüklem de bu işin kendisidir, nesneye yüklenen = hamledilen iştir.

Yaratılmış olan özneler, hem iş yapar hem de onların üzerlerinde iş yapılır; yâni, yaratılmış özne, kimi zaman (belki de çoğu zaman) nesne (de) olur.

Ali kitap okuyor, cümlesinde, Ali, özne; kitap, nesne; okumak = okuyor, yüklem. Kitap, Ali’den bahsediyor, cümlesinde ise, Ali özne değil, nesne. Ali hastalandı (uyuyor), cümlesinde de, Ali özne değil, nesne. Görülüyor ki, (yaratılmış, tam ve mükemmel olmayan) Ali, bazen fâil = özne; bazen nesne olabiliyor. Duyulur dünyanın en yetkini olan insanda durum böyle ise, gaybî (= duyulara hitap etmeyen) dünya için de büyük ihtimalle böyle. Bunun tek ve yegâne istisnası, hep ÖZNE = FÂİL olarak kalan, üzerinde hiçbir operasyon yapılamayan (= EHAD ve SAMED Olan) ve tek İlâh olan, Allah’tır. Allah, her şeyi nesne olarak kullanabilir ve onlar üzerinde eylem yapabilir. = Yaratır, yaşatır, öldürür, hesap sorar... (= Esmâ-ül Hüsnâ)

O, hep ÖZNE’dir; kimse O’nu nesne gibi göremez, nesne olarak O’nun üzerinde/n iş yapamaz!. Ama O, herkes ve her şey üzerinden iş yapar, yapabilir. 

Yüklem : Ali insandır, cümlesinde insan yüklemdir. İnsan insandır, cümlesinde de insan yüklemdir. dır’lar ise copula/kopula = bağlaçtır. 

Yüklem, kendisine bişey yüklenen, yükleme yapılan demektir. Yüklem, tanımı verir ve ‘o nedir?’ sorusuna karşılık gelir. ‘O nedir?’ sorusu, o şeyin varlığına değil, mâhiyetine ilişkindir ve var olan o şeyi tanımaya yarar. Tek tek varlıklar, dereceli/kademelidir. Bir alt derece, bir üst derece ile açıklanır = tanımlanır. Tüm Varlık (ise), Tanrı ile tanımlanır ama Tanrı’nın Kendisi (bizce) tanımlanamaz; Tanrı’yı mükemmelen ancak Kendisi tanımlayabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET