MEDÎNE SAVUNMASI = HENDEK

627 yılında, Kureyş liderliğindeki çoklu ittifak (= Ahzâb = Hizipler), --- ki bunlar arasında Gatafan ve Esed altı bin (6000) kişi ile, Hayber Yahudileri de mâlî güçleri ile, Tâif’teki Sakîf ise var gücüyle, içerdeki Benî Kureyzâ da ihâneti ile, hâsılı tüm güçler Medîne’yi yok etmek için, -- iş ve güç birliği yapmışlardı.

Efendimiz, Mescid-i Nebevî’de ashabı ile istişâre etti. İran (Fars = Pers) asıllı Selman-i Fârisî, Medîne’nin etrafına hendek kazılmasını önerdi; öneri kabul edildi.

Hafriyat başladı; yaklaşık 15 günde 5 km uzunluğunda, 3 m derinliğinde, 4 m genişliğinde hendekler kazıldı. O zaman kepçe yoktu, hatırlatırım. Efendimiz dahil, binlerce insan, müthiş bir organizasyonla bu işin üstesinden gelmeyi başardılar. 

Medîne, üç tarafı volkanik dağlarla kaplı bir ovadır. Hendek, bu dağlar arasındaki geçitlere (özellikle düşmanın geleceği kuzey yönüne) kazılmıştır. Çıkan toprak, siper görevi görmek için hendeğin Medîne tarafına atılmıştır; öte = düşman tarafında kalan tüm insan ve hayvan yiyecekleri de beri/bu tarafa taşınmıştır.

Bu arada içerdeki (= Medîne’deki), Benî Kureyzâ’nın ihânet haberi de ulaşmıştır.

“Hani onlar size, hem üst tarafınızdan  hem alt tarafınızdan (= iki koldan) gelmişler; gözler kaymış, yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah’a karşı çeşitli zanlarda bulunuyordunuz.” (33/Ahzâb, 10.)

Efendimiz, 300 kişiden oluşan bir askerî birliği Benî Kureyzâ’nın saldırılarına karşı Medîne’ye, gözdağı vermek için göndermek zorunda kaldı; savaş bittikten sonra da Medîne’deki son Yahudi kabilesi Benî Kureyzâ’yı sürgün etti. 

İşte tam da böyle bir psikolojik atmosferde, bir fırtına, bir yağmur ortalığı kasıp-kavurmuştur. = “... fe erselnâ aleyhim rîhan ve cünûden lem teravhâ...” (33/9.)

Gatafan, bu şer ittifâkına ganîmet için katılmıştı; bu zor ânında Efendimiz, şer ittifâkını bozmak için Gatafan liderine Medîne hurmalarının üçte birini (ikisini diyen de var) ve bazı otlakları teklif etmiştir.

Hendeği gören düşman, şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez hâle gelmiştir. Düşman güçleri yaklaşık 20-25 gün hendeğin öte yanında  bekledi, zaman zaman hendeği geçme teşebbüslerinde bulundu idiyse de geçenler öldürüldü; sonunda kendilerinin ve hayvanlarının azıkları bitti ve defolup gittiler.

Ümmü Seleme, ben, diğer savaşlarda olduğu gibi Hendek’te de Efendimizle beraberdim, Onu bu savaşın yorduğu, endişelendirdiği kadar bir savaş daha görmedim, demiştir. Bu savaşın ‘korkunçluğu’! şiddetli çatışmalar ve ‘ölümler’ değil, psikolojik gerginlik ve endîşe idi. = “gözler kaymış, yürekler ağızlara gelmişti.” (33/10)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET