FISK-U FÜCÛR
Fısk, günah işleyerek yoldan çıkma, fâsıklık etme; fücûr, ahlakî bozukluk; taqvânın zıttı. Önemli bir Hanefî Fıkıhçısı Kâsânî, fıskı şöyle tanımlar : Kişinin büyük günah işlemesi veya küçük günahları işlemeye devam etmesi = farzları terk etmesi, haramlara devam etmesi = kötü davranışlarının iyilerden çok olması. (Kâsânî, Bedâu’s Sanâî’. VI, 268.) İnsanı fısk-u fücûrdan taqvâ korur. Fıskın, çoğulu fusûktur, pislik demektir; Kitâb’ta leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar, yalancı şahitlik/tanıklık yapma vb. işler, pislik = fısk/fusûk olarak anılır. (5/3, 2/282, 6/121 ve 145.); bu işleri yapana fâsık denir. Fücûr ise, fıskın/fâsıklığın duygu, düşünce ve karakterdeki karşılığıdır; taqvânın karşıtı/zıttıdır. “... em nec’al-ül mutteqîne kel füccâr. = Biz mutteqîlerle (taqvâlılarla = günahtan korunanlarla) füccârı (günahtan sakınmayanları) bir tutar mıyız?!. (38/28.) Fısk/fusûk, pis işlerdir; bu pis işleri yapan ve yapmaya devam eden fâsıklara da bu pislik bulaşır ve