RABBİM ALLAH

"Rabbim Allah."

Bu cümleyi muhtemelen ilk kez çocukluğumuzda duyduk. Bu bize verilen ilk ve son ilmihâl bilgisidir. Rabbim Allah. Dinim İslâm. Kitâb’ım Kur'ân... Son kez de = ölünce de, belki ‘unutmuş veya anlamamıştır’ diye telkinle bu bilgi tekrar verilir.

Unutma ile anlamama arasında nasıl bir ilişki, nasıl bir bağ var? Anlamadığımız için mi unuturuz, anladığımız ama gereğini yapmadığımız için mi? Anlamayı sadece zihinsel/teorik/nazarî görür, onun pratikle bağını koparırsak = bildiğimizi/anladığımızı yapmazsak (iman-amel ilişkisi), (çabuk) unuturuz.

‘Rabbim Allah’ diyenler, ne dediklerini biliyorlarsa bile! yine de “unutuyorlar”; (ne dediklerini) bilmeyenler, zaten çok çabuk unutuyor.

Neden unutuyoruz?

Bildiklerimizin uygulamasını = gereğini (pratiğini) yapmadığımız için.

‘Rabbim Allah’ ne demektir?

Bu, ‘patronum/âmirim Abdullah, doktorum Sadullah’ demek gibi bişey midir? Şeklen = sözdizimi (sentaks) açısından evet ama anlam ve bağlam (conteks) açısından hayır. Rab, terbiye eden, terbiye veren, yaratan, yaşatan, şekil veren demektir. Kişi, ‘Rabbim Allah’ dediğinde, beni yaratan, yaşatan, şekil veren ve terbiye eden Allah’tır, demiş olur. Birini Allah terbiye etmişse o, kötü bir söz söyleyebilir, kötü bir iş yapabilir mi? Söyler ve yaparsa, çok kolay ‘Rabbim Allah’ diyebilir mi? Derse, ona, sen yalan söylüyorsun, yalancısın, denmez mi? Biraz açayım. ‘Rabbim Allah’ diyen biadam, yalan söylerse, küfür ederse, haram yer, zulmederse..., Allah’a iftira atmış olmaz mı?!. Allah, kişiyi böyle terbiye eder mi?!.

Ne dediğimiz ile ne yaptığımız arasındaki ilişki tutarlılığımızı gösterir.

"Rabbim Allah deyip sonra da dosdoğru olanlar için korku ve hüzün (üzüntü) yoktur." (46/Ahkaf, 13.)

Aklı başında iken = sağken, ne dediğini bilmeyenlere, ölünce yapılan hatırlatmanın (telkinin/talkının) bi fayda vereceğini (biişe yarayacağını) sanmıyorum; oraya girince/gidince zaten amel etme = gereğini yapma şansımız olmayacak.

Bu meseleyi “ne dediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın!.” (4/Nisa, 43.) âyeti ile birlikte düşünelim. Sarhoş, Huzur’da kendini bilmez de yanlış bişey söyler diye Huzur’dan kovuluyor = Huzur’dan uzak tutuluyor ama “ayık”!, ‘Rabbim Allah’ dediği hâlde yanlış yapmaya devam ediyor!...

Maalesef çoğumuz, ayıkken sarhoşuz; ya ne dediğimizi bilmiyoruz ya da bildiğimiz hâlde yanlışları ısrarla yapmaya devam ediyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET