ZOR SORU & ZOR KONU

Zor konuya zor soru ile balıklama dalayım. 

Kişi Müslüman olunca mı Kelime-i Şehâdet getirir, yoksa Kelime-i Şehâdet getirince mi Müslüman olur?

Çoğumuz ikinci şıkkı söyler, benim aklım (ve gönlüm) birinci şıktan yanadır.

Müslüman olmak, kişide bir “hazırlık” sonucunda gerçekleşmiyorsa = kişi, bir arayış sonucunda kendini Müslüman olmaya hazırlamıyorsa = onu Müslüman eden Kelime-i Şehâdet’in ne demek olduğunu bilmiyorsa = Kelime-i Şehâdet’le ne dediğini bilmiyorsa, 'ne olduğunu'! da bilmiyordur; ne olduğunu bilmeyende de Müslümanca bir değişim olmaz.

Bizim Müslüman oluşumuz genelde ikinci türden, yâni Kelime-i Şehâdet getirerek, ama getirdiğimiz bu Kelime-i Şehâdet’in ne demek olduğunu, onun bizden ne istediğini bilmeden olunan Müslümanlık. Bu, dilini bilmediğimiz yabancı bir ülkede, anlamını bilmediğimiz bir cümleyi bizim söylememizden ya da birilerinin bize böyle bir cümle söylemesinden farksız değildir. Kişi, Kelime-i Tevhîd’i (Şehâdet’i) bilmeden, anlamadan söylerse “ezbere Müslüman” olur; en hafif tabirle yanlışlıkla ya da bilinçsiz Müslüman olur veya sadece adını değiştirir. Müslümanların egemen olduğu dönemlerde böyle durumlar (da) yaşanmıştır; Hucurat, 14. âyet buna işaret eder. (Bedevi) “Araplar, biz de inandık dediler. De ki onlara : Siz inanmadınız, (bari) teslim olduk deyin. Sizin kalbinize iman henüz girmedi...” Ne zaman girer?  Allah ve Rasûlüne itaat edince...

Müslüman olmak, iman sahibi olmak ve Bir-Tek İlâh’a = Allah’a tapmaksa, O İlâh = O Allah bizim duygu ve düşünce dünyamızda ve davranışlarımızda (= ahlâkımızda, hayatımızda) etkin olmalıdır.

...

İlâh/lar, kişilerin görünmez kahramanlarıdır.

Bir-Tek İlâh’a = Allah’a inanana Müslüman; bir çook ilâha inanana müşrik diyoruz; Müslümanlığa giriş için de Kelime-i Şehâdet getiriyoruz. Bu giriş, Bir-Tek İlâh’ın etkinliğini, Rabliğini, dinini = düzenini = sistemini kabul etmek ve o din/sistem içinde yaşamak demektir. Kelime-i Şehâdet getiren = Müslüman olan bir kişi, artık saçma-sapan sözler söylemez, saçma-sapan işler yapmaz; onun ilâhı onu o şekilde motive etmez, ona o saçma-sapan şeyleri emretmez.

Saçma-sapan işler yapan ve sözler söyleyenlerin ilâhları da saçma-sapandır; onlar saçma-sapan bir ilâhı ya da ilâhları kahraman edinmişlerdir. Müslüman, benim ilâhım Allah’tır (= Lâ ilâhe illâ Allah) dediğinde, nasıl bir ilâha inandığını bilen adamdır. Onun İlâh’ı olan Allah :

Bir-Tek İlâh’tır = “ve ilâhüküm ilahun Vahid...” (2/163.)

En güzel = mükemmel İsimler (özellikler = nitelikler) O’na aittir = “LeHû-l Esmâ-ül Hüsnâ.” (20/8.)

O, her yerde = gökte de yerde de ilâhtır. = ve Hüve-llezî fis semâi ilâhun ve fil ardı ilâhun...” (43/84.)

Böyle olunca O, Kendisine inananı çelişkide bırakmaz, onu tutarsız davrandırmaz.

Bir insan, saçma-sapan işler yapıyor, saçma-sapan sözler söylüyorsa, ya onun ilâhı = gizli kahramanı da saçma-sapandır ya da birbirinden tutarsız ilâhları kahraman = ilâh edinmiş, onlara tapmaktadır. Yukarıda özelliklerini = niteliklerini saydığım İlah = Allah, bu gibi işlerden münezzehtir; O, Sübhân’dır.

‘Lâ ilâhe illâ Allah’ diyerek Müslüman olan biri, benim ilâhım Allah’tır demiş olur ama Allah’ın nasıl bir ilâh olduğunu ve O’nun ondan/kendisinden ne istediğini bilmezse, “sözde/sözle Müslüman”! olur ve ona sürekli ‘Lâ ilâhe illâ Allah’ hatırlatması yapılır. İçtenlikle ve bilerek ‘Lâ ilâhe illâ Allah’ diyen birine, sürekli ‘Lâ ilâhe illâ Allah’ demenin bianlamı yoktur; artık o, Onu = Kelime-i Şehâdet’i bilmektedir ve bilmeyenlere söylemekte, hatırlatmaktadır.

Rabbimiz bizi, bilmeden = yanlışlıkla = hatâen söylediğimiz Kelime-i Şehâdetle mi değerlendirsin isteriz; yoksa bilerek, anlayarak ve gereğini yaparak söylediğimiz Kelime-i Şehâdetle mi?!. İlki, olmadan, bilmeden; ikincisi, olunca/bilince (bilinçlenince) söylenen Kelime-i Şehâdet’tir, Müslüman oluştur.

İki şekilde de Müslüman olmak mümkündür.

Biz hangi şekilde olduk?!.

(Olduk mu?.)

Not : Bir yıldır bu blogda irili-ufaklı tam 888 yazı yayınladım; biraz ara vermek istiyorum; her yazı kamunun malıdır, beğeniyorsanız rahatlıkla paylaşabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET