ZAMİR

Zamir/ler

Türkçe’de zamirlerin sırası ile Arapça’da zamirlerin sırası farklı. Türkçe’de : Ben. Sen. O. Biz. Siz ve Onlar. Arapça’da : (Erkek) O. (O ikisi). Onlar. (Kadın) O. (O ikisi). Onlar. (Erkek) Sen. (Siz ikiniz). Siz. (Kadın) Sen. (Siz ikiniz). Siz. Ben ve Biz.

Türkçe (ve Hint-Avrupa Dil ailesi), “Ben merkezli” bir dil; Arapça’nın merkezinde ise “O” var.

Türkçe’de Ben olmadan, Sen, O, Biz ve Onlar olmaz. Türkçe’de ‘Ben gibi’ bir insana Sen deriz. ‘Ben gibi’ bir insan “uzaklaşır-kaybolursa”, O olur, O adını alır. ‘Ben gibi’ insanlar bir araya gelirse/k Biz olur/uz. Biz’den kendimi (Ben’imi/Ben’i) çıkarırsam, geri kalanlara Onlar derim.

Arapça, ‘O’ ile başlar. O, Hüve’dir. O ikisi, erkekte ve dişide aynı, Hümâ’dır; Onlar’daki farklılık, birleştirilince ‘kim’ anlamındaki -- erkek hüm’deki mim; kadın hünne’deki nun, (men/من) -- ism-i mevsuludur.

Ben’i merkeze almakla O’yu/O’nu merkeze almak, düşüncede = dünya görüşünde de farklılığa yol açar. Ben’den O’ya/O’na  gitmek kolay olmaz ama ‘O’, baştan peşin kabul edilirse, Ben (de) daha anlamlı hâle gelir.

Türkçe, zımnen Ben olmadan Sen (Biz) ve O (Onlar) olmaz derken; Arapça, zımnen O olmadan Ben, Biz, Sen ve Onlar olmaz der. Türkçe, ‘Ben yoksam’ hiç kimse yok derken; Arapça, ‘O yoksa’ hiç kimse yok der...

O’nun iki anlamı var. İnsanî ve İlâhî. İnsanî O, Ben ve Sen ile türdeş; İlahî O ise, “Özel”!. Türkçede de Arapçada da ‘İlâhî O’yu uzağa atarsak’ O’na O der; yakınlaştırırsak ‘Sen = Ente’ deriz. Arapçada da Türkçede de O’yu/O’nu daha çok kendimize yaklaştırırsak (O’nu) “sahiplenir”, Rabbim/Rabbî/ ربى/Ente Rabbî deriz.

Ben merkezli = hümanist (insan merkezli) bir dünyada Rabbi bulmak ve “O’nunla dost olmak” kolay değildir.

Zamir, Arapça bir kelime; anlamı iç/batın/gizli, derûnda/derinde = kalpte/gönülde olan demektir.

Kalbimizde/gönlümüzde sadece kendimiz varsak, O’nu bulmak zordur, bu zaten totoloji olur. Kalbimizde/gönlümüzde O’nu arar-bulursak, ‘bambaşka bir insan’ oluruz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET