EBÛ BEKİR ZEKERİYYÂ RÂZÎ

Bir de Fahreddin Râzî var. İkisi de “akılcı” ama Zekeriyyâ Râzî, akıl varken, Nakle (= Vahye) ihtiyaç kalmaz diyen bir akılcı. 

Akıl varken = dururken, Vahyi inkâr etmek, --- buradaki inkâr, görmemezlikten gelmek, yok saymaktır; dînî/fıkhî anlamda reddetmek, inkâr etmek değildir. Ben, Zekeriyyâ Râzî’yi böyle bir ithamın altına sokamam; haddim değildir. --- aklı ilahlaştırmak = akla olağanüstü (= yaratıcı) bir güç vermek = aklı da aklın yarattığına inanmaktır, ki bu, bizatihî aklî bir iş = çıkarım değildir.

Bizdeki akıl, İlâhî Akıl ile uyumlu çalışırsa, bi işe yarar; çalışmazsa, kimyasal-biyolojik silahlar yapar, Kâbil gibi, Neron gibi, ... kan döker. Neron, sanata, edebiyata düşkündü, olimpiyat sporcusuydu; öz annesini ve iki karısını öldürdü, Roma’yı yaktı; Hıristiyanlara yapılan zulümlere, işkencelere sessiz kaldı.

Şeytan da akıllıydı; aklını Vahye uygun kullanamadı; bu aklıyla insanı (= Âdem ve eşini) de kandırdı; onlara, “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ = Rabbimiz!, biz kendimize (= nefsimize) zulmettik.” (7/23) dedirtti.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET