VAR-LIK

Varlığın dînî (Arapçadaki) karşılığı âlem.

Dinde varlık (= âlem) ikiye ayrılır  : Gayb âlemi ve Şehâdet âlemi. Şehâdet âlemi, “gözle görülen/görülebilen” âlem; gayb âlemi, “gözle görülemeyen” âlemdir. Gözle görülen âlemi “cisimler” oluşturur; cisimlerin çoğu da tikellerden oluşur; gayb âlemi ise, tümellerin âlemidir.

Felsefede varlıklar :

Dışta/dış dünyada bir varlığı görülen/bulunanlar,

Zihinde bir varlığı görülen/bulunanlar; diye kabaca ikiye ayrılır. (Yazıda veya resimde, sûret olarak bulunanlar da birer varlıktır. Matematik ve Sanat bu alana girer; vs.)

Felsefedeki (ve kelâmdaki = Eş’arî ekol) bir grup, tümellerin varlığını sadece zihinde (dilde, isimlerde ve kavramlarda) görürler; bunlara “nominalistler” denir.

Böyle olunca da, gayb âlemi (ve de Allah’ın görülmesi)  (= ilâ rabbihâ nâzıra/h, 75/23) meselesine sadece “zihnî = aklî” yaklaşırlar ve nazar (= nâzıra/h), aklî bilgidir = nazariyedir, derler.

Bu anlayış = biliş, gerek gaybın, gerekse de Allah’ın, dış dünyada “somut bir varlığının” bulunmaması!!! sonucunu doğurur. Dış dünyada bulunmak, o dünyanın içinde olmaktır; Allah, böyle bir dünyanın içine sığmaz, o dünyadan büyüktür...

...

Ben, her şeye rağmen, somut olanın, soyut bir arka-plana; soyut olanın da somut bir arka-plana sahip olduğunu düşünenlerdenim; iki varlık türünü ayırmam, iki varlık türünün aralarında bir ilinti/bir ilişki bulunduğuna inanırım. Allah’ın “somut bir varlığı”!!! olmazsa veya bulunmazsa, bütün çabalarımız hayâlî olur, boşa düşer.

Bizler, somut varlıkları “burada ve şimdi” ve buradaki varlıklar (buraya özgü) olarak görüyoruz (= algılıyoruz), ama ötedeki somut varlıklar, Allah-u Alem, buradakiler gibi olmayacaktır...

Biraz sabır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET