GAVS غوث

İmdat derecesinde yardım istemek ve o yardımın istendiği kişi, kutub.

Bu kelime Kitâb’ta 5 yerde geçer. Enfâl, 9; Kehf, 29 iki kere; Kasas, 15 ve Ahkâf, 17. Kehf, 29, cehennemliklerin feryatları (imdaaat! diye bağırmaları ve su istemeleri.); Kasas, 15, bir Yahûdinin Kıptî’ye karşı Mûsâ (a.s.)’dan yardım istemesi ve bu yardım sonucu Mûsâ (a.s.)’ın bir yumrukla (vekeze : yumruk atmak, hafifçe dürtmek, itmek) Kıptî’nin ölmesi!; Ahkaf, 17, ana-babasına isyan eden evlâdın, ana-babasının Allah’tan yardım istemesi; Enfâl, 9, Müslümanların savaş esnâsında Rablerinden yardım istemeleri.

Gavs, tasavvufta maddî ve manevî (zâhir-bâtın) iki kutbu da bilen, yeryüzünde Allah’ın halifesi insan-ı kâmil için kullanılır; bence bu kullanım biraz abartılıdır!.

Neden?

Bu kişiyi (gaysı) bilebilmek mümkün değildir.

Böyle bir kişi, zaten kendini Gavs = Kutub olarak ifâde etmez; ederse, (sıradan) insanlar Ona olağanüstü vasıflar atfeder ve “taparlar”!. Gavs = Kutub, erenlerin = ermişlerin başıdır. 

Kelimenin Kitâb’taki kullanımlarında Allah’tan imdat = medet bekleme dışında herhangi bir “kutsiyet” hissedilmemektedir.

Son medet kapısı O’dur = Allah’tır. Arada medet kapıları varsa da, onlara takılıp kalınmamalıdır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET