SUÇ ve CEZA

“Suç ve Ceza”, Dostoyevski’nin enfes romanının adı; ama ben bu romandan değil “hayat romanından” söz edeceğim.

Hristiyan teoloji, hayatı bir ceza olarak görür ve bu cezanın bedelini, bizim adımıza İsâ çarmıha gerilerek ödemiştir, der.

İslâmî teoloji (Kelâm) ise, insan “yasak meyveyi” yemekle = Rabbini dinlememekle bir suç işlemiştir, ama tövbe etmiş ve aklanmıştır!... Bizde her çocuk, İslâm fıtratı üzere (temiz) doğar, der.  

İnsan, gerçekten temiz doğar da, sonradan hiç kirlenmez mi?!.

Yeniden kirlendiğinde = suç işlediğinde, suçunun (günahının) cezasını çekmek; ya da tekrar tekrar tövbe etmişse, tövbesindeki samimîyeti test etmek için, değil midir bu hayat?!.

Bence her ikisi de. Kimi, “ağır ve kutsal görevlerle” suçunun bedelini burada öder ve tertemiz = berâet etmiş olarak Rabbine döner; kiminin de cezası öteye bırakılır!...

Hiçbir suç, cezasız kalmaz, kalmayacaktır.

Rabbimiz Allah, elbette Rahmân ve Rahîm’dir. = Bismillahirrahmanirrahim; O, tövbelerinde samimî olanlara = bir daha suç işlemeyenlere, suçtan (= O’ndan) korkanlara Rahmân ve Rahîm’dir; sürekli suç (günah) işleyenlere elbette bedel (ceza) ödetir; burada ya da orada. (Dinî açıdan ceza, hem olumlu hem de olumsuz bedel anlamında kullanılır. Olumsuz cezanın karşılığı azabtır (= cehennem); olumlu cezanın karşılığı mükâfattır (= cennet). Buradaki suç, ilk ve temel anlamı ile Rabbin Emrini dinlememekle Rabbe karşı gelmeye; yan anlamları ile de insana ve doğaya karşı işlenen her türlü davranışa karşılık gelir.)

...

İnsanoğlu (= Âdemoğlu), “yasak meyveyi yemenin = Rabbin Emrine karşı gelmenin” bedelini, ya burada ödeyecek ve Rabbine tertemiz gidecek, ya da tamamen batacak!... Sözünde durursa, Rahmân ve Rahîm Olan Allah ona, çook büyük ikramlarda bulunacak; durmazsa, Rabbin Şedîd ve Kahhâr İsmi devreye girecek!...

Hiçbir suç cezasız kalmayacak!.

...

Resuller, sözlerinde duran Adamlardır. Hz. Mûsâ, “yanlışlıkla, bir yumruk atarak” bir adam öldürdü, Ona bu suçun bedeli = cezası olarak, sanki “büyük bir görev”! verildi (?!).

Bizler de suç (günah) işledik, işledikten sonra da “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ, ve in lem teğfirlenâ ...” (7/23.) dedik ama yine benzer suçları (günahları) işlemeye devam ediyoruz!... (Rabbimizi ciddîye almıyoruz!!!.)

Rabbimiz bize de “görevler” verdi, veriyor ama biz o görevleri sahiplenmiyor, üstümüze almak istemiyoruz!.

...

İblis tövbe etmediği için ona “başka bir görev”! verildi; sanki biz iblisin o görevine talibiz!. 

İblise de bize de belli bir mühlet de verildi; o mühlet dolunca hepimiz “O BÜYÜK CEZÂ MAHKEMESİNE” çıkacağız!.

Hiçbir suç da, hiçbir iyilik de cezasız kalmayacak!.

Elhamdülillah. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET