İZİN

İzin. Ezan. Müezzin. Üzün = Kulak.

İzinle bu kelimelerin ne alâkası var?!.

Var. Tüm bu kelimelerin kökü EZN/EZİNE (اذن).

İzin, müsaade istemek ve tatile çıkmak. Ezan, duyurmak. Üzün, kulak. Bu üç kelimenin “arkasında” görünmeyen bir otorite vardır. O otorite, bize izin verir; bize “bişeyi”! bir müezzinle duyurur; tabiî eğer kulağımız varsa!.

O otoritenin iznine ve duyurusuna (emirlerine) aykırı hareket edersek, ona eziyet etmiş/vermiş oluruz. Eziyet de aynı kelime (= ÉZN = ézene). Tevbe 61. âyete biraz dikkatli bakarsak, bütün bunları anlayabiliriz. Yü’zûn = incitme ve üzün = kulak, kelimeleri âyette ikişer kere geçer. Âyet, Peygamberi incitenlerden söz eder. Onlar Ona : “her söze kulak veriyor” (kulağı delik!, her söze kulak kabartıyor!, çook hassas!) diyorlar. De ki onlara : “O, sizin için bir hayır kulağıdır. Allah’a inanır/güvenir; (O’na inanan) Mü’minlere de inanır/güvenir”; içinizden (gerçekten) inananlara bir rahmettir O. Allah’ın Rasülünü incitenlere elemli bir azap vardır.”

Bu âyet, bugün bize ne der?!.

Onun izin verdiği gibi yaşayın!. Görevinizi yapın! O, sizin dinlenmeniz için size izin vermedikçe görevinizi ihmal etmeyin!. Onun müezzinlerine kulak verin!. Onu incitmeyin!...

“Allahümme Salli alâ Muhammed.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET