ISINMA ve AYDINLANMA

Ben fizikçi değilim ama sanırım ikisi de (= ısınma da aydınlanma da) yanma ile oluşur. Odun, kömür, doğalgaz vb. yakarak ısınır; mum, lamba (elektrik) yakarak (ortalığı, yaşadığımız mekânları) aydınlatırız.

Isıtma ve aydınlatma (da) yanma ile olur.

Güneş, öyle bir yanar ki hem ısıtır hem aydınlatır. Güneşteki yanmaya hidrojen yanması diyorlar. Bu hidrojen, acaba kaç milyon yıldır yanıyor da bizi sürekli ısıtıyor ve ışıtıyor?!...

Isı, ısıtır; ışık, ışıtır. 

Isı, ateştir = nârdır; ışık, nur. 

Ateş, yakar, kül eder; yakarken biraz da aydınlatır.

Birileri yanmadan birileri ısınmaz ve aydınlanmaz!.

Bizde (içimizde) de yanması gereken şeyler var; onları yakmadan ne ısınır ne de aydınlanırız. Onları yakmadan içimizdeki ateş = nâr, nûra = ışığa dönmez!.

Bizleri aydınlatanlar (başta Elçiler vbşk.), içlerindeki kötülükleri (= şeytanları) yakarak iyiliğe (nûra, meleğe) dönüştürenlerdir.

Ateşin yakması sürekli ve etkin; aydınlatması geçici ve zayıftır.

Nûr’un yakması ise geçici ve zayıf; aydınlatması sürekli ve etkindir.

Şeytanlar ateşten = nârdan; melekler nûrdan = ışıktan yaratılmış varlıklardır. 

Vücut ısımız, yediğimiz yemeklerin yanması ile oluşur. Yemek yemezsek ya ateşimiz düşer ya da yükselir, hasta oluruz.

Ya aydınlanmamız?!...

O neyle olur?

Birilerinin yanmasıyla!. 

Nârın nûr olmasıyla; tıpkı Güneş gibi. 

(Nâr, Nûr, Münîr, Minâre, Envâr gibi kelimeler aynı köktendir ve akrabadır.)

Efendimiz Münîr’dir. Münîr, ışık saçan, aydınlatan demektir.

Aya da münîr denir. Ay, Güneşten aldığı ışığı yansıtır.

Efendimiz de Rabbimizden.

“Allah, göklerin ve yerin Nûr’udur...” (24/35.)

Bize inen Kitâb (Kur'ân), hem Nûr hem Münîr’dir. (4/174. 3/184. 5/44. 22/8. 35/25. 42/52. 57/9. 64/8.)

Kesintisiz Nûr, Allah’tır; O’na bizi götüren Nûr ise O’nun Kitâb’ı ve Elçisidir.

“Artık, Allah’a, Rasûlüne ve Ona indirdiğimiz Nûr’a (Kitâb’a) inanın...” (64/8)

Yoksa, yanarsınız!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET