TANRI İLE DİYALOJİK İLETİŞİM!...

Diyaloji (diyalog), karşılıklı konuşma. Kur'ânî = dînî tabiri ile, Vahy ve Duâ ve bu duâya Tanrı’nın cevap vermesi = isticâbe.

Vahy, Tanrı’nın insanlarla konuşması; duâ, insanların Tanrı ile konuşması; isticâbe ise, Tanrı’nın duâ eden kullarına cevap vermesidir.

Bu “konuşmayı” başlatan Tanrı’dır. “Tanrı’nın konuşmasına” (= Vahyine) duyarsız kalanlar, Tanrı ile her zaman “konuşamazlar”; ancak çook zor, çook olağanüstü durumlarda (deprem ve ölüm/çook ciddî bir tehlike ânında, gemi batarken, vs.), Tanrı ile konuşmak onların akıllarına gelir. (Bknz. Yunus 12 ve 22.)

“Tanrı ile konuşmak” (= Tanrı’ya duâ etmek), çoook özel bir duygu durumunu = çook yüksek bir duygu yoğunluğunu gerekli kılar. Bu durum, Tanrı dışındaki her şeyden uzaklaşma ve Tanrı’ya yaklaşma ânlarında olur. Bu da genelde! O’na ibâdetlerin sonrasında gerçekleşir.

Duâ ile, Tanrı da’vet edilir. Ama, Tanrı, “kirli yere, kirli kalbe” gelmez, icâbet etmez.

“lâ yemessühû illel mutahharûn.” (56/49.) âyeti de, “Tanrı ile konuşmaya” (= Tanrı’nın Kelâm’ı Kur'ân’ı okumaya, Ona dokunmaya ancak temiz olanlar mazhar olabilir, demektir. Bu, önce dış temizlikle = abdestle = suyla başlar; sonra da iç (kalp, gönül ve duygu) temizlik = taqvâ ile devam eder. Duygu yoğunluğu dediğim durum, bu ikinci durum, ikinci temizlik, Tanrı dışındakileri kalpten, gönülden uzak tutmaktır.

Kur'ân okumaya, Kur'ân’ı anlamaya ve duâya, (= Tanrı ile İletişimimize) bir de bu gözle bakalım, istedim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET