DİL ve DELÂLET

Dil (harfler, söz ve yazı), varlığa ve (dolayısıyla) Allah’a delâlet eder.

Dildeki harfler, gaybî/bâtınî varlığın/varlıkların saf hâllerine; kelimeler ve cümleler de varlığın/varlıkların basitten karmaşığa doğru  birleşik ve zâhir hâllerine delâlet eder.

Delâlet bahsi, ontolojinin, epistemolojinin, semiyolojinin ve hermeneutiğin/yorumbilimin (=dil felsefenin) en “derin” konularından biridir.

Bizler, dışsal varlıkları ‘bizzat’ bilemediğimiz için onları dile taşıyarak biliriz. Dildeki her kelime, bir varlığa karşılık gelir; kelimelerin birliği/birleşmesi (cümle) de bu varlıkların birbirleri ile ilişkisidir; cümlelerin oluşturduğu metin de bu ilişkinin daha büyük boyutlu hâlidir...

Anlamak, hangi kelimenin neye delâlet ettiğini bilmektir.

Bir bütün olarak Varlık’ın ve tek tek varlığın anlamı, İlâhî Bilgi’de (Zihin’de/Dil’de) bellidir, değişmez; bizim dilimizde (zihnimizde) ise ‘tam’ belli değildir, değişkendir.

Biz, “O Belirliliğe = Birliğe” ne kadar çok yaklaşırsak, tek tek ve tüm v/Varlığı o kadar iyi, doğru ve güzel anlar, kelimelerin (kavramların, cümlelerin, metnin) delâletini isabetli kurarız.

Bu iş/işlem çoook zor olmakla beraber, aklı/zihni ve kalbi körelmemiş, fıtratı bozulmamış olanlar, ezelde kendilerine öğretilen isimleri (ve alleme Âdem-el esmâe küllehâ...2/31.) ve onların neye delâlet ettiğini daha kolay ve daha çabuk kavrarlar.

Delâlet, delil’in isim hâlidir ve tüm isimler onları Var Eden’e delâlet eder, gösterir. Kitâb kâtib(e/i); sanat, sanatçıy(a/ı), eser, müessir(e/i) delâlet ettiği (gösterdiği) gibi, kâinat (ve içindekiler) de Allah’a delâlet eder; bunu en yetkin şekilde bilebilme potansiyeline sahip varlık insandır.

Dil, bu anlamıyla İlâhî Zât’a bakan yönüyle sabit/değişmez/kararlı; insana bakan yönü ile değişken, uylaşımsal ve uzlaşımsaldır. İnsan, anlamayı kendine dert ediniyorsa, değişken olandan sabit/kararlı olana doğru yol aldıkça “rahatlar.”; insanın anlama gibi biderdi yoksa, görünüşte insan olsa da gerçekte ‘insan değildir.’! Çünkü varlık/kainat, insanın anlaması ve (kâinatın) Rabbini bilmesi için yaratılmıştır. Dil de bu anlamanın ve bilmenin en etkili aracıdır.

Anlayan, iman eder ve teslim olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET