BESMELE

Herhangi bir iş yaparken, eğlenirken!, yemek yerken, sokakta yürürken, düşünürken vb. “Tanrı'sı yanı başında, onunla” olmayan birine şeytan kolaylıkla musallat olur; onun için her işe ‘Besmele’ ile başlanmalıdır!. Besmele, ‘oşeye, bişeye’ ‘Tanrı'mın yardımı ile, iyi niyetle ve iyi sonuç almak için başlıyorum' demek olup, bir farkındalık/bilinç/şuur hâlinin açığa vurumudur!.

“Bismillahirrahmanirrahîm.”

Öncesi...

“Eûzübillahimineşşeytanirracîm.”

Kovulmuş şeytan (kötü)dan Allah'a sığınıyorum.

Dikkatinizi çekti mi? Eûzu'de Allah'a sığınıyoruz ama Besmele'de biişe başlarken Allah'ın adıyla başlıyoruz; burada çook derin anlamlar var.

Ve...

O’nun ismi Allah(dır); ki, (O), Rahman ve Rahîm, Esirger/korur/kollar ve bağışlar/merhametlidir, affeder.

Yeter ki ben O'na sığınayım!. Ancak ‘orada’ güvende olurum. “Ora", biyer değil “Biisim, Allah. Eûzu’deki Billah". Bi, harf-i cer. Besmele’deki “bismi-l Allah"da da Bi var ve Be’nin altında bir nokta var. Bi ismi-l Allah. “Bi", “B". ب .

Altına gir!. Sığın!. Bir nokta gibi!..


Sığınma, ayrı bir yazıyı hak ediyor; ben Besmele hakkında yazacağım. Besmele çekmekle (Bismillahirrahmanirrahim demekle) ne demiş oluyoruz?

Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın Adıyla (başlarım). Beni esirger ve bağışlar. Neden esirger?  Günaha girmekten, kötü iş işlemekten. Pekiî, ben bilerek ya da bilmeyerek bigünah işlersem, bu sefer de bağışlar mı? Pekiî, O, (hep) bağışlarsa, ben de (hep) günah işleyemeye, kötülük yapmaya devam edemez miyim? Esirgemede bize/üzerimize düşen sorumluluğu görmez ve gereğini yapmazsak, bağışlamaya güvenir, günah/kötülük işlemeye devam ederiz, kendimizi günahtan/kötülükten esirgemeyiz. Esirgeyen O, biz niye kendimizi esirgeyelim dersek (zihnimiz, kalbimiz bu niyeti taşırsa), Besmele’nin bize bi faydası olmaz; Allah bizi esirgemez. Allah’la olan ilişkimiz “interaktif/karşılıklı” bir ilişkidir ama bu ilişkide biz O’na 1cm yaklaşırsak, O bize 1km yaklaşır; biz 'yerimizden kımıldamazsak', O’nun (dini) için gayret etmezsek O da bize “tenezzül” etmez.

Esirgemeye dikkat eder, hakkını verirsek bağışlama gelir.

Besmele hakkında yazmak (konuşmak) sayfalar (saatler) alır; Hz. Ali Efendimiz, “Tüm ilim, Besmele’nin Be’sinin altındaki nokta idi; cahiller onu (o ilmi) çoğalttı.” buyurmuş. Besmele’deki Be, İsm/İsim, Allah, Rahmân, Rahim kelime-isimlerinin ayrı ayrı ve bir bütünlük içinde ele alınması uzun sürer; ben, burada sadece esirgeme (Rahmân) üzerinde kısaca durmuş oldum. 

Besmele hakkında bir-kaç aforizmatik söz ile yazıyı sonlandırıyorum.

Bir insan, sofraya oturduğunda yemeğini vicdanı sızlamadan ve yüzü kızarmadan yiyebiliyorsa, o “Doğal Besmele’yi" çekmiştir. “Sözel Besmele" çekmesi ballı kaymak olur.

...

Eûzu-Besmele anahtar bir cümledir; her hayrın kapısını açar. 

Onunla şeytan, insanın duygu ve düşünce dünyasından kaçar.

Allah'a sığınmak, yaklaşmaktan da öte mutlak bir güvenliktir.

Allah'a sığınınca kul; şeytan, elsiz-ayaksız, kötürüm ve naçar.

...

Allah'a sığınmak, şeytandan kaçarak değil, onu kovarak olur.

Şeytan, kibirdir; kibirlenen cezasını elbet er ya da geç bulur.

Ateş, topraktan üstündür dedi. Rabbini dinlemedi. Kovuldu. 

Sana düşman kesildi; düşmanını kov. O zaman o burnundan solur.

...

Modern insan, çaresizliğine çare aramak için sığındıklarının çaresiz olduğunu anlaması için mucize! mi beklemektedir de Allah'a sığınmakta tereddüt etmektedir?!.

...

Benim gibi muhtaçlardan medet umdum.

Sonunda çöp gibi kapının önüne kondum.

Önceden bulabilseydim keşke Seni. Affet beni!.

Geç de olsa çareyi yalnız Sana sığınmakta buldum.

...

Bizden isteği O’nda yok olmak değil; O'na sığınmaktır.
Elçisiyle uzattığı İslam adlı din ipine sımsıkı sarılmaktır.
Onun dışındaki tüm dinler için gösterilen çabalar,
Çalışıp çalışıp da sonuç alamamak, boşa yorulmaktır.

...

Çağdaş dünyanın her yeri şeytanın nezği ile dolu.
İnkâr, kumar, fuhuş, rüşvet, bu duygunun eli kolu.
Nezğ  dürtüsünden ve kötülüklerden kurtuluş için, 
Allah’ı hatırlamak ve O'na sığınmak, tek çıkış yolu.

(Nezğ : Şeytanın vesvesesi, çağrısı, insanın içine attığı duygu.)

...

İblis/şeytan, bize “doğrudan” saldırmaz, dolaylı saldırır ve kandırır; doğrudan saldırsa onu düşman bellerdik!. Şeytanın dolaylı tekliflerine sürekli kendimizce “sağlam gerekçeler” üretiriz; bu gerekçelerin gerçekten sağlam olup-olmadığını test etmek için çoook sık Kur'ân okumalıyız, Kur'ân’a başvurmalıyız. Kur'ân’ın kelime anlamı, karae'den çoook sık/sürekli/hep okunan demektir.
“Eğer şeytan, bir dürtüş/nezğ ile seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. O, her şeyi Duyan'dır, her şeyi Bilen'dir.” (41/Fussilet, 36.)
Allah'a sığınma, Allah'ın Kitâb’ına sığınmadır.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET