NÂR

Nâr, ateş demek; Nûr da ışık. Münîr, aydınlatıcı. En-Nâr, cehennem; En-Nûr, ??; El-Münîr, Kur'an. (Allah yerlerin ve göklerin Nûr'udur. 24/35.)

Nâr, Nûr ve Münîr (bu üç kelime Kitab'ta 194 kez geçer. Benim en çok dikkatimi çeken yer, Neml-8'deki ‘men fin nâr’ ifadesi. Neml-7’den başlayan Musâ (a.s.)ın Rabbi ile görüşmesi. Mûsâ (a.s.) Medyen'de Şuayb (a.s.)’a verdiği sözü yerine getirince ailesi ile Mısır'a dönerken yolda, Tûr yakınlarında bir ateş gözüne ilişir ve ailesine : ‘Ben bir ateş gördüm, size ondan bir ‘haber ve kor’ getireyim, ‘ısınırsınız’ diyerek ayrılır. (muhtemelen ya yolunu kaybetmiştir ya da ateş basmıştır.) ‘Haber, kor ve ısınma’, bu üç terim çok önemli ve garib, düz mantıkla ‘yolculukta’ herkesin başına gelebilecek bir durum, bunun neresi garib denebilir. Yolculuk yapılan yer ekvatora yakın, muhtemelen çöl. Yolculuk güneyden/Medyen'den kuzeye/Mısır'a. O yol daha önce kendisi tarafından yürünmüş bir yol. (Gençliğinde Mısır'da bir kıptîyi öldürünce tek başına Medyen’e yolculuk yapmış, Şuayb (a.s.)ın davarlarını sulamış ve Onunla tanışmıştı. O yolu bilmemesi mümkün değil.) Böyle olunca ‘Haber’ devre dışı. ‘Kor’, üşüyen ya da ateş yakmaya ihtiyacı olan için gerekli bişey. Uzun bir yolculuğa çıkan biri yol hazırlığı yapar, kor’unu yanında taşır. ‘Isınma’, soğuktan donmak üzere olan, üşüyen biri için zorunlu bir ihtiyaç. Bölge dondurucu soğukların yaşandığı bir bölge değil, sıcak bir bölge, çöl. Öyle olunca buradaki ‘haber, kor ve ısınmayı’ başka türlü anlamak gerek diye düşünüyorum.

Nasıl?

Sizi hiç ateş bastı mı?

İlk kastım : bedeniniz ateşlendi mi?

İkinci kastım : ruhunuz ateşlendi mi?

Bedenin ateşlenmesi, ateş basması, bir hastalık. Ruhun ateşlenmesi de mi bir hastalık? ‘Hastalıksa’, bu başka türlü bir ‘hastalık’ olmalı!.

8. ve 9. ayette, (Musâ) ‘Oraya varınca/ulaşınca, kendisine : Ateşte olanlar ve ateşin çevresinde olanlar (ateşe yakın olanlar) mübarek/kutlu kılındı diye nidâ edilir (ve) Ya Mûsâ Ben, Azîz ve Hakîm olan Allah’ım.’ diye seslenilir. 10-12. ayetler : ‘Asanı at!...Asanın yılana dönüşmesi ve Musâ'nın korkması, Allah'ın Musâ'ya : Korkma! Benim yanımda Rasüller korkmaz! ancak zulmedenler korkar ... elini koynuna sok, tertemiz/bembeyaz, ışıl ışıl olsun ... ve sana verdiğim dokuz ayet/mucize ile Firavun'a git.’, demesi anlatılır. Tüm bu pasaj bağlamı ile dikkatli okunduğunda buradaki ‘ateş’, maddî bir hastalık belirtisi değil, ruhu harekete geçiren/ateşleyen bir ‘görev’ olmalı. Zaten o görev verilmiş ve Firavun'a git! denmiştir. 

Demek ki insana bir görev verilince, insan kendini bir görevle sorumlu hissedince onu ‘ateş basıyormuş’.!

Bu anlamda sizi hiç ateş bastı mı? 

Beni hiç basmadı da...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET