YAKINMA

Hemen hemen hepimiz, doğru bildiğimiz şeyleri yapmak isteriz ama onları yapamamaktan yakınırız. Meselâ, namaz kılmanın iyi ve doğru bişey olduğunu biliriz, kılmaya niyet ederiz ama bitürlü başlayamayız; başlayanlarımız da kısa süre sonra bırakır. Cigara içmenin kötü ve zararlı bişey olduğunu biliriz ama bitürlü bırakamayız.... biraz daha ileri aşamaya gelmiş olanlarımız, gece de namaza kalkmak ister ama kalkamamaktan yakınır. Cigaraya verdiği parayı daha değerli biyere/bişeye vermek ister ama bitürlü o parayı oraya/oşeye veremez, düzenli cigara içmeye devam eder...

Bence bu hâlin iki gerekçesi var :

1) Tembellik.

2) İradesizlik.

Tembellikle iradesizlik birbirine sıkı sıkıya bağlı. Bizdeki iradesizliğin kökeni çook eskilere, insanın iradesi olamaz (Cebriyye) fikrine dayanıyor; bu anlayış kültürel genlerimize işlemiş; bir de buna ilâve şefaat anlayışımız üstüne binmiş, ooh ne güzel!, biz de yan gelip yatmışız; Allah'ın affına/merhametine, Efendimizin de şefaatine güvenmişiz!. İşte büyük ölçüde bu; bu hâle gelişimizin, biçok şeyi yapmak isteyip de yapamıyor olmamızın arkasındaki sebep bu. 

İrade bizim değil.

Bizi Allah affeder, O’nun Rasûlü de şefaat eder.

Nasıl olsa inanıyoruz ya!, ‘inanan, günah işlese de cennete gider.’ demiyor muydu mürci’ tavır/anlayış?!.

Yakınan insan, az biraz aklını çalıştırsa, bu yakınmaların pişmanlığa dönüşeceğini, dönüştüğünü bilir. Biraz aklı olan zaten biliyor ve keşke şunları şunları yapmasaydım da şunları yapsaydım diyebiliyor. Bu pişmanlıklar birikecek ve daha sonra “büyük pişmanlığa” dönüşecek!; insan : “ Keşke toprak olsaydım.”!. diyecek.

Zaten bizde irade olmadığı (başımıza geleni Rabbimiz dilediği/irade ettiği) için, irademizi güçlendirmek, onu terbiye ve kontrol etmek gibi bir işi kendimize vazife edinmiyoruz!.

Böyle düşünen bir adam, hayatı boyunca ya güdülüyor ya da inisiyakî (iç güdüsel) davranıyor demektir. Meselâ, gece çişi gelince kalkıyor ama kalkmak isteyince kalkamıyorsa; çişi, iradesinden güçlü!. (Belki kötü bikıyas oldu ama çarpıcı olsun diye yazmak istedim. İradeye vurgu yaparak, iradesizliği böyle tahkir etmek istedim. Haddi aştı isem affola.)

Yakınmalarımızı azaltmak istiyorsak, önce irademizi güçlendirmeliyiz ki bu irade, bize baskı yapsın. Bizler hep dışsal baskıya alışmışız; kendi kendimize (kendi irademizle) bişey yapamıyoruz!.

Bir insanda akıl var ama irade yoksa, çoğu şeyi doğru bilir ama yapamaz; akıl da yoksa o adam zaten bitmiştir.

Rabbim hepimize akıl, irade ve salih amel nasip etsin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET