İTTİHAD DEĞİL VUSLAT

İttihad, vahdetten birleşme, bir olma; vuslat, kavuşma, vâsıl olma.

Eğer Tanrı-âlem (insan) ilişkilerinde nihaî hedef ittihad (vahdet) olsaydı, her şey (insan dahil) Tanrı’da yok olur, Tanrı her şeyi “yutardı”!; hedef, ittihad değil vuslat, buluşma, kavuşma olmalı; bu kavuşmada da kavuşan (insan), yok olmamalı; kavuşamayan ise büyük ayrılık acısını tatmalı!.

Eğer, kavuşan da kavuşamayan da Tanrı’da yok olacaksa, iyi ile kötünün bifarkı kalmaz; gönderilen Peygamberler ve Kitâb’lar boşa! gönderilmiş olur.

A’rabî, ‘Rahmetim gazabımı geçmiştir.’ Hadisini delil göstererek, kavuşamayanları da Allah’ın engin rahmetine havale eder ve onların yüreklerine su serper. Oysa Kitâb,  onları ebedî azab ile (hâlidîne fîhâ) korkutur.

Tasavvuf, ittihadı birleşme değil de zaten Bir ve Mutlak Varlığın idraki olarak görse de, O Varlığı idrak eden varlık (insan), var olmadığında (=O’nda yok olduğunda) o idrak gerçekleşmez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET