KUR'ÂN ve MUSHAF

(Yazılarımı takip edenler, Kur'ân ile Mushaf’ı ayırdığımı bilirler ama bu ayrım hakkında şimdiye kadar tek kelime söz etmedim; şimdi bu konuda bikaç cümle kurayım istedim.)

İkisi de aynı “şey” demeyin, fark var. Kur'ân, İlahî Söz, Kelâm; Mushaf, 'O Söz'ün Arapça ifadesi.

İlâhî Sözün dili “evrensel”, Mushaf’ın dili Arapça.

Arapça insanî bir dil, Arapça’nın harfleri, kelimeleri var, onlara muhtaç, (Arapça, Arapların dili); İlahî Dil, harflere, kelimelere muhtaç değil.

İlahî Dil, ontik (ontolojik); insanî diller, uylaşımsal ve epistemik.

Bizler, insanî dilleri bilmeden, o dillerin kelime ve kavramlarının arkasındaki anlamları anlamadan ‘İlâhî Dili’ anlayamayız, anlayamıyoruz. ‘İlahî Dili’ anlamak için Mushaf’tan Kur'ân’a geçmek gerekiyor.

Kur'ân, Efendimizin kalbine ‘Mushaf’ın Dili Arapça’ ile inmedi ama Efendimiz O’nu ashabına Arapça ile ifâde etti ve bize de Arapça ile geldi.

O gün onlar (Ashab/Araplar) O’nu Arap Dili ile (Mushaf’ın Dili ile) ve ‘Efendimizin Eliyle’ (örnekliği, hayatıyla) anladılar; biz bugün, büyük oranda ikincisinden mahrumuz; birincisini de iyi bilmiyoruz ama Kur'ân’ı anladığınızı söylüyoruz!. Olsa olsa anladığımız Mushaf’tır; Kur'ân’ı anlamak için Mushaf’tan Kur'ân’a geçmemiz gerekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET