KEVSER

108. sûre. Bolluk. Cennette bir nehir. Cana can katan “su” gibi anlamlara gelen bu kelime, başına harf-i tarif (el takısı) gelince Rabbinin Elçisine verdiği “çok özel bir ikram, nimet” anlamı taşır.

“İnnâ e’taynâKe el-Kevser.” Biz, Sana Kevser’i verdik. (O halde = fe) Rabbin için Namaz kıl/Salât et ve kurban kes!. = yakınlaş!. “Fe Salli liRabbike venhar. İnne...”

Kevser’in ne olduğunu Efendimiz bilir; Kevser O’na verilmiştir, O’ndan, ona karşılık Salât etmesi ve Nahr etmesi istenmiştir.

Salât, sadece namaz değil, bu sûre indiğinde henüz namaz farz kılınmamıştı!. Salât’ın, çoğulu Salavât’ın, “destek” anlamı da vardır. “Hüve-llezî yusallî aleyküm ve MelâiketüHû liyuhriceküm min-ez zulumâti ile-n Nûr... Allah ve Melekleri sizi karanlıklardan aydınlığa (Nur’a) çıkarmak için yardım eder...” (33/Ahzab, 43.) âyetinde olduğu gibi, Salât, Rahmet, Lütuf, Şükran, Methiye, Takdir, Bağışlama, Yardım ve Destek anlamına da gelir; sadece namaz anlamı olsa Allah ve Melekleri bizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için “namaz kılar!” demek olurdu!.

Biz Sana Kevser’i (çook ikram) verdik, Sen de “Bize/Bizim dinimize destek ver ve Bize yakınlaş!.” Nahr/Nahara, boğaz/boğazlama, kurban kesme/kurban etme. En değerli olanı, çook değerli Olan’a verme!. Bu dine destek verirken, hiçbişeyini esirgeme!. Verdiğinden çoook daha değerli olanı (el-Kevser’i) alacaksın!.

“İnne şânieKe hüve-l ebter.” Sana kin besleyen/ler (var ya!), onlar ebterdir. Şenee/Şeneân, nefret, kin; inne, kesinlik edatı; işte o/nlar, soyu kesik, sonu kesik olanlardır; beter/a’dan ism-i tafdil ebter, onlar sonu beter olanlardır; Sen sonunda El-Kevser’e kavuşacaksın, onlar beter olacak!.

Nasıl mı?

Göreceksin!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET