MODERN PARADİGMA

Paradigma kavramına ilk kez Thomas Kuhn’un ‘Bilimsel Devrimlerin Yapısı’ adlı kitabını okurken (sanırım üniversite 2. sınıfta) rastlamıştım da anlamamış hocaya sormuştum. (meğer Prof. da bilmiyormuş!) Paradigma kelimesinin sözlük anlamı örnek/model demek ama bu kelime asıl anlamını felsefede kazanmıştır; felsefî anlamını TDK ‘değerler dizisi’ diye vermiş, oysa asıl anlamı bilimlerin kuramsal, düşünsel, epistemolojik zeminlerinin dayandığı temeldir. Modern paradigma da, modernizmin dayandığı temel demek olur.

Modernizm (modern insan) neye/nelere dayanır? Kabaca üç şeye dayanır :
• Bireycilik ya da bireysellik
• Akılcılık ya da ussallık
• Özgürlük
Bunlar da temelde “insan nedir?” sorusuna verilen cevaba ve o cevabın götürdüğü zemine; insanı doğadan, tarihten, toplumdan, dinden vb. kopararak tek başına birey olarak görmeye, yâni  bireyselliğe, insanın kendini kendine yeterli görmesine dayanır. (Tüm çözülmeler ---ailevî, toplumsal, siyasal vb.--- buradan çıkar.)
Modernizm ile denir ki, tüm olup-bitenler (dış dünya, insan dahil) ‘verilidir’ ama bu verme, Veren’den (Tanrı’dan) bağımsızdır, çünkü modern insan (modernizm), geçmişte Tanrı'yı temsil eden “kilise dininden” çook çekmiştir, o dini terk edince Tanrı'yı da terk etmiştir; bu dünya nasıl olmuşsa olmuştur ama olmuştur ve insan bu oluşu “kendi aklıyla” (akıl da kendinindir!), (eğer akıl özgür bırakılırsa, sınırlanmazsa ---ki sınırlanırsa insan sınırlanmış olur---) kimseye muhtaç olmadan (müdâne etmeden, borçlu hissetmeden) bulabilir, bilebilir, her şeyin sırrını çözebilir, doğayı da alt edebilir... Bilimsel buluşlar ve onların ürünü teknolojiler (makinalar, silahlar vs.) hep özgür aklın ürünüdür; insan bunlarla yeri deler, göğe/uzaya çıkar, barajlar yapar, vs...
Bugün yaşanan budur; insan, aklına, aklının ürettiği bilim ve teknolojiye çook güvenmektedir; dine, Tanrı'ya falan! güveni kalmamıştır; aksine din, dolayısıyla Tanrı insanın elindeki özgürlüğü elinden almaya çalışan “manevî/görünmez; hatta olmayan, hayalî despot bigüçtür”!. Modern paradigmaya inanan insanın Tanrı inancı, “zorda kaldığı durumlarda, sıkıştığında”, başına beklenmedik, sıra dışı bir durum geldiğinde ortaya çıkar. Biraz dindar, toplumsal baskı hissettiğinde (batıda) christmassa, belki arada bir pazar ayinine, (doğuda) Cuma ya da Bayram namazlarına gider, biyakını öldüğünde cami ya da kilise (sinagog) avlusunda bulunur...
Modern paradigmaya inanan zihin, muhaliflerini uykuda, aklını kullanmayan/aptal kişiler olarak görürken kendini akıllı ve uyanık zanneder ancak o ölünce uyanacak, anlayacak!. Ona ölüm şok etkisi yapacak ve eyvaaah! Keşke böyle düşünmeseydim, (“keşke toprak olsaydım.” 78/Nebe, 40.) diyecek!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET