HİTAB

Hitab, muhataba hatibin seslenmesi. İletişimde bu üç unsur (Hatib, Hitab ve Muhatab), olmazsa olmazdır.

Bu yazı, Rabbimizin bize Hitab’ını konu alacaktır.

Kur'ân’daki Hitab’lar : 

“Yakın” ve doğrudan olanlar : Qul (De/Söyle)!. Iqra (Oku)!. Sebbih (Tesbih et)!. Vezkür (Zikret)!. Hüz!. min emvâlihim sadaka/h (onlardan sadaka Al)!. Ve Lâ tüşrik (Şirk koşma)!. gibi emirler... Ente (Sen), Entüm (Siz) gibi zamirler...

Uzak olanlar : Yâ Eyyühellezîne Æmenû (Ey İman edenler.)!. Yâ Eyyühennâs (Ey İnsanlar.)!. Yâ Ehl-el Kitâb (Ey Kitâb Ehli.). Yâ Eyyühellezîne Keferû (Ey Kâfirler.)!. Yâ Eyyühel Münâfiqûn (Ey Münafıklar.)! ve Hüm (Onlar) hitabı... (...“Qul(il) : Allah(ü), sümme zerhüm fî havdıhim yela’bûn. Allah de!, sonra terk et! onları, girdikleri/daldıkları, battıkları bataklıkta oyalanadursunlar.” 6/91.) gibi...

Yakın nidâlar/hitablar ‘özel isimlere’; uzak nidalar/hitablar, cins isimlere.

Müslümanlar da mı uzak?!.

Evet, uzak ama kâfir ve münafıklar kadar değil. Yakınlara, ‘özel’ ve ismi ile hitab ediliyor!. Hz. Muhammed (a.s.) O’na/Allah’a yakın olduğu için O’nun Ad’ı/İsm’i dört yerde (3/144; 33/40; 47/2; 61/6 Ahmed olarak) “Ya”! nidası ile değil, doğrudan geçer. 

“Ya/Ey!” uzaktaki birine hitabtır. (Türkçe’de Ey, Arapça’da Ya’dır.)

Uzaktakilere verilen emirler (söylenen sözler) ile yakındakilere verilen emirler (söylenen sözler) aynı olur mu?!.

Uzaklığı, mekânsal, zamansal ve mâ’nevî olarak düşünürsek, en uzak olanlar, kâfir ve münafıklar, sonra Ehl-i Kitâb, sonra da İman edenlerdir (Mü’minlerdir.).

Hitab’ın (Kitâb’ın) “sırlarına” muhatab olmak için “yakın” olmak gerekmiyor mu?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET