HAD

Had : sınır. Dinde Allah’ın koyduğu sınırlar = hududullah. Allah, kullarını bu sınırlarla dener. Sınır koymak, yetki vermek ve o yetkinin sınırlarını belirlemekle olur. Dinde herkese aynı yetki verilmez; herkes için aynı sınırlar konulmaz. Yetki, kişinin mertebesini de belirler; haddin mertebe anlamı da vardır; hadd-i kemâl : olgunluk derecesi, demektir.

Sınırı geçmek için izin almak gerekir. Sınır görevlileri, sınırı geçme iznini vermezse (pasaportu vizelemezlerse!), sınırı geçemez; haddi/hududu aşamayız.

İnsan, kendi vicdanına danışınca, bazen (belki de çoğu zaman) haddi aştığını (kendine verilen yetkinin üstüne çıktığını) hisseder, bilir. Ben de dün, ‘Tez’ yazısını yazdıktan sonra böyle bir hisse kapıldım. Vicdanım bana : “sınırı/haddi aştın, dikkat et!.” diye bir uyarı yaptı. Bu tür yazıları ehliyle paylaş, herkesle paylaşma; istersen biraz ara ver, kendini dinle, ne yapmak istiyordun, şimdi ne yapıyorsun, kendini bi hesaba çek, yapmak istediğin şeyi iyice bi belle!,  dedi.

Sınır kontrolü için, biraz (belki de uzun bir) ara.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM