KİME DİYOR?!

“Hayır, ona itaat etme (= onu dinleme)!; secde et ve yaklaş!. = kellâ lâ tütı’hu vescüd vakterib.” (96/19. Dikkat! Secde Âyeti)

İtaat etme denen adam, kim?!.

Azgın (19/6), müstağnî (19/7) ve salât eden kul/lar/a engel olan (19/9-10) adam/lar. O gün (610), bunlar, Ebu Cehil,  Ebû Leheb, Velid b. Muğîre gibileriydi; bugün (2024), bu adamlar kim?!.

Azgın : Tağâ, tuğyan ve tağut da aynı kök; müstağnî : kendini, kendine yeter gören, şımarık “zengin”!; ğınâ, zenginlik; salât : namaz ama bu sûre indiğinde bizim bildiğimiz namaz henüz yok (farz değil); o zaman bu salât ne?!. Yardımlaşma, dayanışma, gariban, mazlum ve müstez’aflara (zayıf bırakılmışlara) destek verme, arka çıkma. O azgın ve müstağnî adam/lar, bu gariban, mazlum ve müstez’afları bu hâlde bırakarak azıyor, şımarıyorlar = onun/onların dininde/kurduğu düzende kendi/leri hep üstte, ötekiler de hep altta; bu da onu/onları şımartıyor.

Sen, böyle bir adama itaat edersen, Rabbine yaklaşamazsın; sakın ona/onlara itaat etme; sadece Rabbine secde et ki, O’na yaklaşabilesin.

Secde etme : Boyun eğme. Söz dinleme. Secde edilen için, kendini fedâ etme (mahvetme)!. 

Rabbe secde eden biri, hiç azgın (19/6), müstağnî (19/7) ve salât eden bir kulu/insanı engelleyene (19/9-10) itaat eder mi?!. Etmez. Sen de etme!.

Böyle olursan yaklaşabilir, yaklaşabilirsin; olmazsan, uzaklaşırsın!.

Pekiî, yaklaşmak ve uzaklaşmak fiilen bu da (= azgınlara, tağutlara değil, sadece Allah’a itaat etmek de), bunu aklen nasıl anlayacağız, bu yaklaşma ve uzaklaşma mekânla ilgili, mekânsal bişey mi?!. Hayır. Siz, arş-ı âlâda da dünyada da olsanız, O’na aynı mesafedesiniz. Bu yakınlık ve uzaklık, mekânla ilgili bişey değil, aklî ve kalbî bişey = aklen ve kalben O’na yakın veya uzak olmakla ilgili bişey. Tabiîki de O’na aklen ve kalben yakın olanlar, O’na itaat eder = O’nun emrini dinlerler; aklen ve kalben O’na uzak olanlar da azgınların (= tağutların, putların, şeytânî güçlerin) emirlerini dinlerler, onlara itaat ederler.

96/19, Sen onları dinleme, onlara itaat etme!, Beni dinle = Bana itaat et = Bana secde et, Bana yaklaş/yakınlaş, diyor.

Kime diyor?!.

Efendimize.

“Bize değil”! mi diyorsunuz?!.

Öyle diyorsanız, Bu Kitâb (= Kur'ân) sizin Kitâb’ınız değil.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM