KENDİNE GÜVEN

Bu başlığı, bir emir (cümlesi) olarak da, kişideki bir duygunun-düşüncenin karşılığı olarak da okuyabilirsiniz; ben, ikincisini kastettim.

Kendine güvenen kişi ile güvenmeyen kişinin davranışları (hayatı), aynı olmaz. Kendine güvenen kişi, dışarıya (başkalarına) bakmaz, özenmez; ‘kendini kendine yeter/li’ görür. Kendine güvenmeyen kişinin gözü hep başkalarında, dışardadır. 

Bu durum, düşünce dünyamız için de geçerlidir. Düşünce açısından kendine (kendi düşüncelerine) güvenen kişi, başkalarının düşünceleri ile “öğrenmek” ve onları “değiştirmek” için ilgilenir; kendisi değişmek için değil. Düşünce açısından kendine (kendi düşüncelerine) güvenmeyen kişi, başkalarının düşüncelerine imrenir, kendi de onlar gibi olmak, onlar gibi düşünmek ister ve onların düşüncelerini severek ithal eder, alıntılar...

Çook büyük oranda düşünce dünyasında (akademide) yaşadığımız budur; eğitim-kültür hayatımızı da bu tipler şekillendiriyor, yönlendiriyor.

Pekiî bir Müslümanın düşüncesi nasıl olmalı; o da, ‘kendini kendine yeter/li’ görmeli mi?!. Hayır ama o da kendini sürekli yenilemeli, geliştirmeli; bunu yaparken doğru ‘Bilgi’! olan Vahiy’den etkilenmeli; ilim-iman, bilgi-vahiy ayrımı (= düşüncede laiklik) tuzağına (kapanına) düşmemeli. Vahiy, düşüncenin ufkunu doğru yönde açar; akılla da aslâ çatışmaz; ikisinin de kaynağı birdir. Siz, aklını/zihnini batının formatladığı kişilerin söylediklerine kanmayın; Rabbinize güvenin, Rabbiniz size kendinize güveninizi verecektir. Rabbe dayanmayan kendine güvenin, içi boştur, o güven fosdur.

Duvara dayanma, yıkılır.

Ağaca dayanma, çürür. 

İnsana dayanma, ölür.

Ölmeyen, yıkılmayan, çürümeyen, hep Bâkî Olan Rabbine dayan/güven.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM