YALNIZLIK ve ŞIMARIKLIK

Daha önce, Yalnızlıkla ilgili üç yazı yazmışım; bu dördüncü. O yazıların tarihleri aşağıda. Bu yazıda, 19/Meryem 66 ilâ 88. âyetler arasında geçen “ferdâ” (yalnız, fert) kelimelerine; bir de 21/Enbiya, 89. âyette Hz. Zekeriyya (a.s.)’ın duâsına atıf yapacağım; orada, Hz. Zekeriyya (a.s.) : “Rabbim, Beni yalnız bırakma!...” diye Rabbine yalvarmıştı.

19/Meryem 66 ilâ 88. âyetlerin konusu, ÂHİRETİ İNKÂR EDEN ŞIMARIK, ZENGİN İNSAN. 75 ilâ 80. âyetlerin mealini veriyorum. 

“Onlara de ki : Kim sapıklık içinde ise, Rahmân ona (mal ve evlat bolluğu) uzun bir mühlet verir; bu da, onun azgınlığını artırır. Nihayet kendilerine va’d edilen azabı, yahut kıyamet günü cehennemi gördükleri vakit, kimin mevkii daha fena, ve yardımcıları daha zayıfmış! bilecekler.” (75)

“Allah, hidayeti kabul edenlere de, daha çok hidayet verir. Bâki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da, sonuç bakımından da daha hayırlıdır.” (76)

Sen şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve (ilerde/ötede de) ‘elbette bana mal ve evlat verilecektir.’ diyen adamı gördün mü?!.” (77)

“O (kâfir), gaybı mı bildi; yoksa Rahmân (olan Allah) katından ona bir söz mü verildi?!.” (78)

“Hayır, aslâ öyle değil; biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını katladıkça katlayacağız.” (79)

“O söylediği (mal ve evlat gibi) şeylerin hepsini de elinden alacağız ve o Bize, tek başına (= yalnız) gelecek.” (80)

95. âyet de, “Onların hepsi, Kıyamet günü O’na tek başına (= yalnız) gelecektir.” der.

...

Şimdi daha önce blogda yazdığım Yalnızlık yazıları :

...

Yalnızlık = Loneliness : Kişinin yanında, duygu ve düşüncelerini paylaşacak, kendisini anlayacak kimsenin bulunmaması (olmaması) durumu.

Modern insan, kalabalıklar içinde yalnız. 

Yalnızlığı iki gruba ayırmak mümkün :

İradî yalnızlık

Gayr-i iradî yalnızlık.

İradî yalnızlık, o kadar da kötü bişey değil. Gayr-i iradî yalnızlığı da : a) Suçluların yalnızlığı = hapse (hücreye) atılması; ve b) Hiç bir suçu olmayanların yalnızlığı şeklinde ikiye ayırabiliriz.

Kalabalıklar içindeki yalnızlık, suçlu olmayanların yalnızlığı. Bunlar (bu insanlar), birbirlerine (hiç kimseye) güven duyamıyorlar ve kendi kabuklarına çekiliyorlar = çekilmek zorunda kalıyorlar; evlilikler de bu yüzden yürümüyor...

Pekiî, insanlar, bu tür bir yalnızlıkla baş edebiliyorlar mı?!. Hayır. Çoğu bunalıma veya depresyona giriyor, ilâç (hap) kullanıyor; intiharlar artıyor.

Yaşlıların yalnızlığı da ayrı bir dert. 

Toplum çürüyor, çürümekte... 

Parası olanlar da yalnız. Eğlence, gezme, vs. onları yalnızlıktan kurtaramıyor.

Diğer yandan, dindarlar da yalnızlık (= uzlet) arıyor...

Demek ki insan, insana yetmiyor. İnsan, insanın içindeki boşluğu dolduramıyor. İnsan, içindeki bu boşluğu diğer insanlarla (= toplumla) dolduramayacağını anlayınca, bu sefer de iradî yalnızlığı tercih ediyor; (mutasavvıf) dindarların yaptığı bu; onlar böyle bir yalnızlığı (= uzleti) tercih ediyor.

Bu yalnızlık (= uzlet), YALNIZ’la halvet için. Halvet, kulun “Allah’la huzur bulması, dolması”!. Huzur, iç rahatlığı yanında, aynı zamanda hazır olma ve H/huzur’da olma. İnsandaki yalnızlık, böyle bir H/huzur hâli ile giderilir.

O YALNIZ’ın içinde hiç boşluk yok; O, EHAD ve SAMED. EHAD, TEK (tek başına, yalnız); SAMED, içinde hiç boşluk olmayan, demek. Bir’i, hem EHAD hem de SAMED’se, yalnızdır ama yalnızlık yaşamaz = hiçbir kimseye ihtiyaç duymaz. İnsan da, ancak böyle Bir’ini bulursa, yalnızlığından kurtulur, her yerde O’nu bulur, her derdini O’na anlatır, O’ndan yardım ve destek ister.

Modern psikoloji (psikiyatri), böyle bir “adresi”! keşfedemediği sürece, (modern) insandaki yalnızlığı ve onun yol açtığı patolojileri tedavi edemez. (21 Mayıs 2024)

...

Yalnızlığın ingilizce karşılığı loneliness.

Bilinçli yalnızlık ise, uzlet veya halvet.

Yalnızlık, modern insanın, özellikle yaşlıların kaderi (= hastalığı!).

Yaşa göre yalnızlığı kategorize edersek :

Çocuk (ve bebek) yaşlarda (0-7 yaş arasında) insan, ebeveyni ile;

Okul çağında (7-22 yaş arasında) okul arkadaşlarıyla,

İş/çalışma çağında (22-60 yaş arasında) iş arkadaşlarıyla beraberdir.

60 yaşından sonra yalnızlık artar. Çoluk-çocuk insanı arada bir arar; okul ve iş arkadaşlarıyla ender görüşülür.

Bugün gençler bile yalnız. Onlar, bu yalnızlıklarını internet (= sosyal medya) ile gidermeyi deniyorlar. 

Yaşlılar da çareyi internette (= sosyal medyada) görmeye/bulmaya teşneler. 

Ama, internet bu yalnızlığı gideremiyor; insan, insanın “sıcak nefesini” arıyor. 

Yalnızlık, (modern) insanı hasta ediyor, bunalıma (= depresyona) sokuyor.

Modern psikoloji, çareyi sosyalleşmede (= sosyal aktivitelerde) görüyor ama o yaşta insanların sosyal aktivite yapabilme gücü (ve iradesi) kalmıyor.

Buraya kadar olanlar, işin seküler (= din dışı) kısmı. ‘Dindar insanların’ yalnızlık hissetmesi ise, “garib”!. Niye?!. Bu tür dindarlar, zamanında din ile (= Allah ile) “doğru-dürüst”! ilgilenmediklerinden!, Allah da onlarla yaşlanınca “doğru-dürüst”! ilgilenmiyor! (olsa gerek)!. Onlar, “yalnızlık, Allah’a mahsus.” diyenlerdir. Bu söz, Allah’ı “etkisizleştiren = etkisiz eleman kılan”! bir sözdür. Oysa onlar, gençliklerinde Allah’ın herkesle “beraber” olduğunu (= her şeyi, herkesi bildiğini, gördüğünü ve ilgilendiğini) bilselerdi; Allah da onların yalnızlığında, onlarla beraber olur ve onlarla ilgilenirdi!.

“... nesüllaha fenesiyehüm...” = “onlar, Allah’ı unuttular, Allah da onları “unuttu”!. (59/19.)

Allah’ı unutanlar, yalnızlığa mahkûmdur.

Modern insanın yalnızlığına bir de buradan bakalım.

Bilinçli yalnızlık, uzlet veya halvet, Allah’ı bulma, Allah’la olma çabasıdır; O bulunursa, aslâ yalnızlık çekilmez.

Modern insanı gençliğinde meşgul eden o kadar şey (= çeldirici, tuzak) var ki onlar, onu oyalıyor; sıra bitürlü Allah’a (= dine) gelmiyor.

Modern insan, yaptığının çoook az bir kısmının cezasını çekiyor; büyük ceza ileride. (18 Eylül 2023)

...

İnsan, ne kadar çok arkadaşa, dosta sahip olursa olsun, ne kadar çok sosyal görünürse görünsün, yine de derinlerde bi yerde “yalnızlık” duygusunu hisseder; ben buna “metafizik yalnızlık” diyorum; insan bu yalnızlığı, ancak bir “Tanrı” ile beraber olduğunda bertaraf edebilir. İbadetler, bu yalnızlığa birer çare olarak işlev görürler ama sadece ibâdet ânlarında tatmin edilen bu duygu/his, hayat bir ibâdet olarak görünmezse sürekli nükseder. (14 Eylül 2021)

...

Bu dünyaya yalnız geldik (= doğduk); yine bu dünyadan yalnız gideceğiz (= öleceğiz). Rabbimizden başka kime, neyimize güveniyoruz?!. Rabbimizi bulamazsak, hep yalnız kalacağız, herkes bizi terk edecek, kendi başının çaresine bakacak!. İşte bu yalnızlığa, 14 Eylül 2021’deki yazımda Metafizik Yalnızlık demiştim. Siz buna Ontik Yalnızlık da diyebilirsiniz. Rabbim, böyle bir yalnızlığı kimseye göstermesin.

Rab bulunmazsa, mal ve evlâtların çokluğu ile övünmek (= tekâsür),  şımarıklığa; şımarıklık da “en sonunda”! metafizik veya ontik yalnızlığa yol açar. Rable dost olan, herkesle ve her şeyle de dost olur ve ebedî yalnızlıktan kurtulur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM