GERÇEK MÜ'MİNLER KİMLERDİR?!.
Bunun için Enfal Sûresi 2 ilâ 4. âyetlere bakmamız gerekiyor.
Bu âyetlerin meallerini vererek söze başlıyorum.
“Mü’minler o kimselerdir ki Allah anılınca kalpleri titrer = ürperir; Allah’ın âyetleri kendilerine okunduğunda imanları artar ve Rablerine tevekkül ederler.” (8/2)
“Salâtı ikâme ederler ve kendilerine verilen rızıktan infâk ederler.” (8/3)
“İşte bunlardır gerçek Mü’minler, onların da Rableri katında dereceleri vardır, mağfiret ve kerim rızk onlarındır.” (8/4)
Bu özellikleri bir kez daha sıralayalım :
1. Allah anılınca kalbin ürpermesi = titremesi.
2. Allah’ın âyetleri okununca imanın artması.
3. Allah’a tevekkül.
4. Salâtı ikâme, ve
5. İnfâk.
Kalp ürpermesi = titremesi, kalbin cııız etmesi, saygı ile karışık korkudan ve verilen vazifenin hakkıyla yerine getirilememesi endişesinden; Allah’ın âyetleri okununca imanın artması, acizlikten (eksiklikten) olur.
Allah’a tevekkül, Allah’ı vekil tutmadır. Allah’ı vekil tutma = tevekkül : Allah’ım, ben yapamıyorum, (yapsam da yanlış yapıyorum), benim adıma Sen yap, ben Sana inanıyor-güveniyorum, ben Senin benim için (benim adıma) yaptığın her şeye razıyım, demektir. Seni vekil kılınca, başıma gelen bazı şeyler/işler, bana “kötü gibi”! gelse de Sen, benim için en iyisini yaparsın, demektir. Kötü gibi, sözünü biraz açmalıyım. Kula musibet (= kötü) gibi gelen işler/şeyler, Allah’ın kulunu denemesi (= gücünü test etmesi ve artırması) içindir. Allah’ın izni olmadan, kulun başına (iyi ya da kötü) hiçbir iş/şey gelmez. Kötü, bizatihî Allah’ın işi/yaratması veya fiili değil, kötü kullarının fiilidir; Allah, onları iyi kullarına isabet ettirerek, iyi kullarını dener ve güçlendirir; kötü kullarına isabet ettirerek de onları azdırır, saptırır. (Bknz. 39/8. 57/22 ve 64/11.)
Salâtı ikâme, kulluğun düzenli provasıdır.
İnfâk, malla, makamla, imkânla, ilimle olur; ki, bunların hepsi verilmiş şeylerdir; infâk, bunları değil, sadece Allah sevmenin ifadesi/göstergesidir.
İşte bunları yapanlardır gerçek Mü’minler.
Onların başka özellikleri, Mü’minûn Sûresi 1 ilâ 10. âyetler arasında da zikredilir. Onlar :
1. Salâtta huşû = samimiyet ve ciddiyet. (23/2)
2. Boş ve faydasız işlerden uzaklaşma. (23/3)
3. Zekât vermek için çalışma. (23/4)
4. İffetlerini koruma. (23/5-7)
5. Emanete ve verilen söze riayet. (23/8) ve
6. Salâtı titizlikle koruma, muhafaza etme. (23/9)
Irzı/iffeti koruma ile salâtı koruma, aynı kelime (= hafaza kelimesi) ile söylenir. (Bknz. 5. ve 9. âyetler.) Mü’min, ırzı/namusu veya şerefi gibi namazını da korur; namaz/salat da Mü’mine özeldir. Buradaki ırz, (ilk etapta) kişinin kendi ırzıdır; sonra eşi gelir. Kendi ırzını koruyamayan, eşinin (veya bibaşkasının) ırzını koruyamaz. Namaz da kişinin kendi ırzı gibi korunmalıdır; namazını koruyamayan, dinini de koruyamaz. Namaz, her türlü kötülüklere karşı kalkandır.
Bu 11 madde (5+6) ile kendimizi test edelim.
Yorumlar
Yorum Gönder