MELEK (ve ŞEYTAN)

Melek (ملك), melik, meleke, mülk, mülük ve milk şeklinde okunur; çoğulu melâikedir. Şeytan, ŞTN (شطن) kökünden isim; uzak olan, bağlı olup Rabbe yakınlaşamayan, hatta Rabbe isyan ettiği için Huzur’dan kovulan anlamında.

Bu satırları yazan, elim (ben) mi, yoksa elimdeki (bendeki) güç ve kuvvet mi?!. Elimdeki bu gücü-kuvveti bana Veren, onu benden çekip alsa, ben tek satır yazı yazabilir miyim?!.

Ben, bu güç ve kuvvetin, bana melekler vasıtasıyla verildiğine inanıyorum.

Bunu aynı şekilde meleklere verilen güç ve kuvvet için düşünsek, nereye varırız?!.

Bence şuraya : 1) Her şeyi Allah yaratmışsa, Allah, yarattığı şeylere (= hiçbir şeye, meleklere de) muhtaç olmaz. 2) Her şeyi Allah Kendi yaparsa (= yarattığı hiçbir şeyi ve hiç kimseyi kul-lanmazsa), O Allah, ilâh olmaz. O zaman O, yarattığı şeylerin (= kul-ların) bazılarına doğrudan emreder, (Melîk’in gücü, emrindedir) onlar da o emirleri zorunlu olarak yapar, yerine getirir; bazılarına da “dolaylı emreder” (= emirlerini teklif eder). Melekler, bu teklifi (= görevi) kayıtsız-şartsız kabul eden varlıklardır; her bir meleğin bir görevi vardır, onlar arasında da hiyerarşi vardır. Bu teklif, insanın özgür iradesine (= tercihlerine) göre kabul veya ret şeklinde şekillenir; kabul ve ret arasındaki yol da henüz kapanmamış, kapatılmamıştır, imtihan süresi boyunca da sürekli açık kalacaktır. Meleklerdeki imtihan bitmiş, onların emre itaatteki kararlılığı tescillenmiş, onlara ret (= emre itaatsizlik) yolu artık kapanmıştır. İnsandaki kabul-ret yolunun açık tutulması, insanın içine şeytanın yerleştirilmesiyle mümkündür. Şeytan/lar/ı, meleklerin isyan eden tayfası olarak algılamak gerek; imtihandan önce şeytan da bir melekti. İnsanın da imtihanı bitince, o da, ya melek/ler gibi ya şeytan/lar gibi olacak.

Meleklerde de şeytanlarda da belli oranlarda (potansiyel) güçler vardır; ve artık, meleklerin gücü, iyiye, güzele, doğruya; şeytanların gücü de, kötüye, çirkine, yanlışa meyillidir; insanın imtihanı ise bu iki gücün mücadelesiyle yapılıyor; insan, melekî güce yönelirse iyi, güzel, doğru işler yapıyor (= yazıyor, konuşuyor, vs.); şeytanî güce yönelirse kötü, çirkin, yanlış işler yapıyor. (= yazıyor, konuşuyor, vs.)

İnsanın Rabbe itaat eden gücü melekî; Rabbe isyan eden gücü şeytanîdir; bunların ikisi de insandaki (potansiyel) melekeler/güçlerdir; bizler bu melekeleri, melekleştirebiliriz de şeytanlaştırabiliriz da. İmtihanımız bittiğinde, ne kadar gücü melekleştirmişiz, ne kadar gücü şeytanlaştırmışız ona bakılacak ve ona göre de bize bi not/vize verilecek.

Bu yazıyı ben, bana verilen potansiyel güçle (= meleke ile), ben yazıyorum; Allah yazmıyor; Allah bana sadece meleke (güç ve imkân) veriyor, gönderiyor. (Lâ havle ve lâ quvvete illâ billah.) Bakacak, verdiğim bu gücü nerede, nasıl kullanmış?!. = Benim verdiğim bu güçle Bana itaat mi etmiş, isyan mı etmiş?!. Beni ona göre “değerlendirecek”!.

Bileklerdeki melekler ile feleklerdeki melekler aynı melekler değil; feleklerdeki melekler, imtihanı bitmiş, itaat eden melekler; bileklerdeki melekler, henüz imtihan hâlindeki melekler; bu bileklerden melek de çıkabilir, şeytan da.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM