HÜZÜN YILI

Size tarihî bilgi vermeyeceğim, Hüzün Yılı bize ne söyler, ondan söz edeceğim.

Bilmeyenler için Hüzün Yılı ne, kısa bilgi vereyim. Risâletin 10. yılında (620), Efendimizin en büyük destekçilerinden amcası Ebû Tâlib ve eşi Hz. Hatice’nin üçer gün arayla vefatı ve bunlardan sonra Müslümanların 9 ay sürecek boykota maruz kalmaları. Aynı yıl Efendimizin bir çare = çıkış yolu araması için Taif’e gitmesi ve orada taş yağmuruna tutulması. 

Biz olsak, isyan etmez miyiz, “uğruna eziyet çektiğimiz Allah”!! bizi niye desteklemiyor, bize niye yardım etmiyor, demez miyiz?!.

Yüzde 99.9’umuz der; “davasından” vaz geçer. Bu 99.9’umuz, Efendimizin Sünnetine (Hadislerine) dikkat eder; asıl Sünnet (Hadis) burada, bu gibi hâdiselerde. Efendimizin tüm Sözlerinin (= Hadislerinin) Onun hayatında bir karşılığı var; Onun hiçbir Sözü, yaşanmamış değildir = Sünnet’tir.

Sünnet, Kitâb’ın (= Kur'ân’ın) hayata aktarılmasıdır. Bizler, Onun hayatını (= Sünnet’ini) kendi hayatımıza, “kendi sünnetimiz”! olarak aktarmakla mükellefiz. Peygamberi örnek almak, böyle olur; Onun Hadislerini Onun hayatından kopuk kopuk anlamakla ve aktarmakla değil.

Onun, Hüzün Yılında yaşadığı bu dört hâdisenin “benzeri”! bizim başımıza gelse, ne yaparız?!, diye kendimizi test edelim ve Onun hayatını (= Siyeri) okurken (bir de) bu gözle okuyalım.

Sizce, Rabbimiz Elçisini yalnız mı bırakmıştır?!. 

Büyük Adamlar, “büyük ve çetin’ testlerden (= sınavlardan) geçirilirler.

Büyük Adam olmayı kolay mı zannediyoruz?!.

Küçücük bir sıkıntıda (zorlukta) yaygarayı basıyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM