MADDE ve RUH

Bilimler, maddeyi incelemekle işe ile başlarlar, kuşatıcılıkları arttıkça ve soyutlandıkça dinle tanışırlar. Din, ruhla başlar, maddeye varır. İlki, yükseliş; ikincisi, iniştir. (= inzâl)

Bilimlerin temelinde fizik var; fizik, maddenin dış yapısını; kimya, maddenin iç yapısını; biyoloji, maddedeki canlılığı; ... inceler. İnceleme (= bilme), beyinle olur; beyin de bir maddedir. Beyin, bilmem kaç milyar (yaklaşık 100 milyar) hücrenin (maddenin) düzenli bağlantısıdır. Düşünceyi bu hücrelerin bağlantısı (= bağlantıların sayısı), kalitesi ve hızı oluşturur. Bir hücrede yaklaşık 100 trilyon atom bulunur. 100 milyar hücrenin içindeki 100 trilyon atomun birbirleri ile ilişkilerini (bağlantılarını), bu ilişkilerin kalitesini ve hızını düşünün!. Atom altı (kuantum) dünyaya girdiğimizde ise “kayboluruz”!.

İnsana zübde-i âlem (âlemin özü/özeti) derken bunu kastettim. İnsan, tüm âlemin prototipidir. Bütün âlemin (kâinatın) prototipinin insan beynine sığdırılması ve bunun 1300-1400 gr. gibi bir fiziksel ağırlığa eşitlenmesi ve bu ağırlığın bedeni (toplumu ve dünyayı) idare etmesi.

Bilimler = fizik, kimya, biyoloji, psikoloji, sosyoloji, tıp, mühendislik, felsefe ... bu beyinle (akılla) yapılıyor = beyin, maddenin hâllerini (yapı, ilişki ve hızlarını) araştırıyor; ve işin içinden çıkamıyor, dinle tanışıyor (mu?). (Bilimin gelişimde etkili olan tüm bilim adamları, dindardı; sonrakiler, bilim ile dini kavgaya tutuşturdular. Din, bu kavgadan kaçacak değildi; kesinlikle bu savaşı din kazanacak.) Doğru din, âlemdeki ilişkilerin = bilime konu olan bu hâllerin = yapı, ilişki, yoğunluk, sayı ve hızlarının doğru kurulduğu ve sürdürüldüğü düzenin adıdır. Doğru din, âlemlerin Rabbinin bu ilişkilerin doğru ahlâkî kodlarını madde dünyasına indirmesidir. Din, inzaldir; dinin Sahibi, Arşı İstivâ eden (kuşatan) Hayy-ul Qayyum’dur. Kuşatma, kuşatılana tam ve kusursuz hâkimiyet demektir. “Gökler ve yer (= âlem), O’nun “avucunun” içindedir.” (39/67.)

Madde, çok (114) sayıda atomun yoğun, koyu ve katı (kesif) bağlantısıdır; bu bağların/bağlantıların sayısı ve kalitesidir, maddeler arasındaki fark. Madde dünyası görünür âlemlerin dünyasıdır; din buna şehâdet âlemi der. Bir de maddenin katı, koyu ve yoğun olmayan (latîf) yanı/tarafı var; buna da gayb âlemi denir. Bu latîf tarafın “yapısı” ise, neredeyse sonsuzdur, denebilir.

Bilimlerin bazıları (Fizik. Kimya. Mühendislik. Astronomi, gibi), maddenin koyu, katı ve yoğun (kesif) tarafıyla; bazıları da (Psikoloji, Dil, Felsefe, gibi), katı, koyu, yoğun olmayan (latîf) tarafıyla ilgilenirler. Din, katı, koyu ve yoğun olmayan (latîf) taraftan, katı, koyu ve yoğun olan (kesîf) tarafa gelen kuşatıcı İLÂHÎ BİLGİ’dir = EL-İLÂH’ın (= ALLAH’ın) BİLGİ’sidir. Tüm bilimler, bu BİLGİ ile uyumlu çalışırlarsa, hem ne yaptıklarını iyi bilirler, hem de aralarındaki (inter-disipliner) ilişkileri doğru kurarlar. 

Bilimlere konu olan madde, durağan değildir (hareket hâlindedirler); ona yön veren (kıble tayin eden) dindir. Maddeye (= bilimlere) hareket veren şey, ya ona verilen görev/fonksiyon, ya da ondaki arayış ve amaçtır; din, onların bu görevlerine ve arayışlarına anlam verir; dinin ruhunda bu vardır.

Hayatı, madde ve ruh diye bölmek, anlamak ve açıklamak için olabilir, ama tanımlamak (= ne olduğuna karar vermek) için olamaz; olursa, hayatı anlarken (= madde ve ruh diye parçalayarak) öldürürüz.

Bilinç, beyinde kurulan bağlantı sayısına, bu bağlantıların, kalitesine ve hızına göre, kişiden kişiye farklılaşır. Bu bağlantıların yanlış kurulması, dolayısıyla kurulu, doğal düzenin bozulması da negatif/şeytanî bilinçtir. (= karanlık maddedir?!). Din, insanın bilincini negatif/şeytanî bilinçten korumak, pozitif/doğal, doğru bilince dönüştürmek için inzâl olunmuştur; bilimin (bilimlerin) böyle bir gücü yoktur; bilimler, madde dünyasının kesîf ve latîf yanlarını = şehâdeti ve gaybı tümüyle kuşatamazlar.

Ruh, hem kesîf hem latîf maddelere maddelik özelliği veren, hem de onları dağılmaktan (yok olmaktan) koruyan, “ilâhî nefestir”; din de böyle bir Ruh (Cebrâil) ile gönderilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM