NAMAZI OKUMAK

Okumak :

Bir metnin anlamını çözerek, açığa çıkarmak.

Birini bir davete (düğüne, toplantıya, vs.) çağırmak.

Öğrenim görmek.

Nazarın değmemesi için veya değmiş nazarı uzaklaştırmak için okumak.

Argo da sövmek.

...

Namazda okuduğumuz sûre ve duâlardan söz etmiyorum, bunlar namaz içi okumalar; bir bütün olarak namazdan, namazın kendisini okumaktan söz ediyorum, bu da namazı “dışardan” okuma/k. Namazı “dışardan” okuma/k da en az namaz içi okumalarımız kadar değerli; bu (dış) okumayı doğru yapabilirsek, namaz içi okumalarımızı da doğru yaparız. Bu dış okuma, namazın dışardan olan şartları gibi de değildir.

...

Önce, namaz kılan birini hayal edelim ve onu çook dikkatli bir şekilde “izleyelim”; ama bu izleme, televizyon izleme gibi olmasın. 

Yön, yöneliş (seccadeyi seriş); el hareketleri (tekbir, el bağlama, vs.); kıyam (ayakta duruş); eğiliş (rükû’); secdeye iniş/varış, oturuş (ka’de) ve selâm veriş. 

Bir de namazın cemaatle/topluca edâ edilişini (kılınışını) izleyelim. Sonra bu cemaatin içinde bizim (= kendimizin) de olduğumuzu; sonra da dünyanın her yanındaki Müslümanların “sırayla/nöbetleşe, kesintisiz ve ardışık bir şekilde” bu hareketleri yaptığını hayal edelim.

Bireysel (tek başımıza) namaz kılmaya kalktığımızda “nöbetin, sıranın, görevin bizde” olduğunu; cemaatle namaz kılarken, bu görevi, nöbeti toplu (işbirliği yaparak) yaptığımızı hayal edelim.

...

Bireysel veya cemaatle namaz kılanlar ne yapıyorlar?!. Elbette Allah’a ibâdet ediyorlar, diyeceğiz; de, Allah’ı ve namazı hiç bilmeyen (görmeyen!) biri/leri (bu kişinin kendimiz olduğunu da düşünebiliriz), ilk defa böyle namaz kılan birini (birilerini) görünce (görsek) ne düşünür(üz), bunu nasıl okur(uz)?!.

...

Bu hareketleri yapan biri, Bir’ine tapıyordur. 

Bu hareketleri yapan biri, Bir’inden yardım istiyordur.

Bu hareketleri yapan biri, Bir’ini çağırıyordur.

Bir’ine tapmak = ibâdet etmek, insanın fıtratında (yaratılışında) gömülüdür/vardır. İnsan, hiçbir dinle (Tanrı ile) tanışmasa da bu bilgi, insanın fıtratına (yaratılışına) yerleştirilmiştir; fıtrat bozulmamışsa, her insan Bir Tanrı’ya (= Yüce Bir Güc’e) tapar; bu tapınışın şekli (ilk etapta) çok da önemli değildir!, ama aynı Tanrı’ya tapanların uyumu için, tapınışın standart olması her zaman iyidir. Tapınıştaki ufak-tefek farklılıklar (mezhep farklılıkları) tolere edilebilir.

...

Biri, bizi namaz kılarken görse, bizdeki tapınmaya imrenir de ben de bunun taptığı ilâha tapayım, der mi?!.

...

Efendimiz, bizi namaz kılarken görse, işte bu Benim ümmetim/den, der mi?!.

Rabbimiz bizi namaz kılarken görüyor; bu kulum Bana tapıyor = ibâdet ediyor, der mi?!.

Namaz kılarken, bu okumaları yapıyor muyuz?!. Bence yaparsak, namazımıza "kalite" katarız!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

HADİS & SÜNNET

RECM