TÛR, VÂDİ VE ATEŞ

"Oraya gelince/Ateşe yaklaşınca" “mübarek yerdeki vâdinin sağ yanından/kıyısından/şatıindan" “seslenildi/nûdiye/çağırıldı."

Gelmesi için çağrılmak; namaza, namaz için çağırıldığınızda/seslenildiğinde = izâ nûdiye min yevmil Cum’a. (Cuma, 9.)
"Geldiğinde çağrılmak = felemmâ etâhâ nûdiye." Geldiğinde seslenildi/çağrıldı. (Kasas, 30. Ta-ha, 11.)
Uzakta olanı, gelmesi için görüşmeye çağırmak.
Gelince görüşmek. Ateşi görünce çağırmak; ateşe yaklaşması için çağırmak. Ateşe yaklaştığında görüşmek için çağırmak.
“min cânib-it tûr. = Tur'un yanından. طور : Tûr, tavr; tayr, kuş. İbrahim'in kuşları. (2/261). Tûr, aşama, tavır. Cenb, taraf, yan. Cünûb = Yan/vücut. “tetecâfâ cünûbühüm anıl medâciı" = O müminler yanları/vücutlarını yataklarından uzak tutarlar. (Secde, 16.) Cünüb olmak, malum ilişki sonunda kendinden geçmek. Ateşlenmeden cünüb olunmaz/olunmuyor(!?).
Tûr’un cânibindeki ateşi gördü; (ayn-el yakîn mi, hakk-al yakîn mi gördü, gözü mü gördü, kalbi mi gördü?) Ateşe yaklaşınca gördü ve seslenildi ve sesi duydu. Mübarek yerdeki vadinin sağ yanından.
Bizim (benim) ateşim/iz hangi vadide? Bizi (beni), kimse uzaktan da olsa çağırmıyor mu? Biz mi duymuyoruz? Yoksa kulaklarım(ız)da “vakra" mı var?
Tavırlarımızla Tûr’umuzu oluşturamadık da ondan mı? Tavr düzeltilmeden Tûr da Tûr'daki vadi de bulunamaz, oradaki ateş de görülmez. Görmeyince de yaklaşılamaz, yaklaşmayınca da ona kimse seslenmez, değil mi?
Herhalde öyle!...
Görüşme ise, yaklaşmadan hiç gerçekleşmez!; ondan hiç kuşkum yok.
Ne olur uzaktan da olsa seslensen! Herhalde gelmeyeceğimi bildiğin için seslenmiyorsun!, yoksa seslenirdin!.
Benim gibi evde oturanlara değil, yola çıkanlara sesleniyorum mu diyorsun?! Evet evet öyle diyorsun, içimden bir ses öyle diyor.
Yola çıkmayanın ateşe ihtiyacı da olmaz. Mübarek ateşi yakanlar, yolda eziyet çekenlerdir; o yolu yürüyenler, ondan faydalansın diye; sürekli onu yanık tutmanın derdindedirler ki, ihtiyacı olanlar ondan bir “kor" alsın da yüreklerinde/kendi evlerinde, memleketlerinde yaksınlar.

Ben, daha oraya gelmedim. Gelince... Belki...

...
Bedenimdeki ateş yükselince işte böyle saçmalıyorum!.