RAB

‘ElHamdülillahiRabbilâlemîn’

Kitab kendini bu söz ile/cümle ile açar bize. Bu cümlede dört temel kavram vardır : Hamd, Allah, Rab, Âlem. Ben bu notta, sadece Rab kavramından ne anladığımı sizlerle paylaşacağım.

Önce bir ayet : ‘Rabbim Allah, deyip dosdoğru olanlar için korku ve hüzün yoktur...’ (41/30 ve 46/13).

Rabb'in ne anlama geldiğini biliyor olduğunuzu farz ederek (kısaca ‘terbiye eden’ demek), Rab kavramının bizden ne istediğine/beklediğine değinmek istiyorum.

Kişi yaşarken, hayatını düzenlerken kesinlikle ‘bir rabbi’ vardır ve o rabbin terbiyesine göre hayatını yaşar, ona göre davranır. Bu rab, ya kendi ya kavmi/toplumu ya devleti/eğitim sistemi ve ideolojisidir ya da Gerçek Rabbi... İnsan, somut ya da soyut (put ya da ilâh) bir ‘rabbin’ terbiyesine göre yaşar.

Doğru yaşama, Rabbi Allah bilerek yaşamadır.

Bu nasıl olur?

Önce nasıl olmaz? ‘Olmaz’ anlaşılmadan, ‘Rabbi Allah bilmek’ (en azından bana) zor görünüyor.

Şöyle olursa olmaz :

Kişi kendini/nefsini rab bilir de kendi egosuna göre bencilce yaşarsa...

Biraz daha ‘paylaşımcı olur da’, rabbi, akrabaları/kavmi ile sınırlı kalırsa...

Milleti/ulusu ile sınırlı kalırsa...

Kendi cemiyetinden/cemaatinden olanlarla sınırlı kalırsa...

Kendi dininden/milletinden insanlarla sınırlı kalırsa...

İnsanlıkla sınırlı kalırsa...

Bitki-böceklerle sınırlı kalırsa... vb...

Âlemlerin Rabbi Allah'a (sınırsızlığa-sonsuzluğa) ulaşmaz da küçükten büyüğe (‘insanın kendi ile kendinin çektiği/sınırladığı bir nokta’ ile sınırlı kalır da) araya duvarlar örülür, sınırlar çekilirse, kişi ‘doğru ve tam bir şekilde’ ‘Rabbim Allah'tır.’ denmiş olmaz!.

‘Rabbim Allah'tır.’ demek, yapılan iyi bir işin (iyiliğin), insanın duygu/zihin/gönül dünyasında bir ‘sınıra’ tâbî tutulmaması ama yaratılmışlara da aslâ duyarsız kal(ın)mamasıdır; zaten iyilik yaratılmışlara yapılır.

Meramımı anlatamadım, farkındayım; ‘rıza’ kavramını yardıma çağırmalıyım. Rıza, insana bir ufuk verir; bu ufuğun çapını belirleyen kimse?, o bizim rabbimizdir. Ufuğumuz Bir, Sonsuz ve Sınırsızsa (Ehad ve Samed ise), Rabbimiz Allah'tır; darsa, başka bişeydir. 

Şirke düşenler, ufku dar olanlardır. 

Onların/müşriklerin rabbi ya nefisleri ya arkaba/kavimleri ya cemiyetleri/cemaatleri ya milletleri/ulusları ya da dindaşları/yandaşları ve ideolojileridir... 

Allah ise, âlemlerin Rabbi, herkesin Rabbidir. Canlı-cansız her şeyin. Suyun, toprağın, havanın, ateşin, yerin-göğün. Nerde ne varsa, onun. Görünen ve görünmeyenlerin. Gaybın ve Şehâdetin. İnsin-cinnin...

Gerçekten ‘Rabbim Allah'tır.’ diyen, ‘çook önemli ve çook büyük’ bi SÖZ söylüyor; sözünde duruyor ve ona göre yaşıyorsa gerçekten ‘üzülmeyecek ve korkmayacaktır.’

Allah vâ’dinden dönmez!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET