GERİ VE İLERİ BAKMAK

Geriye bakmak, tecrübeden, yaşanmışlıklardan ders almak; ileriye bakmak, alınan derslerden de yararlanarak planlar yapmaktır; doğru bakış bu, ama biz genelde (çoğu zaman) geriye bakıyor, geriye öykünüyor ve özeniyoruz. Geriden kastım, gelenek. İçinde bulunduğumuz karmaşık durum ve projesizlik bizi nostaljik düşünmeye ve davranmaya itiyor. 

Gelenek düşmanı değilim; geçmişte yaşananlar yaşandı ve o yaşamlardan bize biçook şey miras kaldı; aslâ redd-i miras peşinde değilim; o mirasa, bugün yaşadığımız hayatta ne/neler ekleriz de geleceği daha yaşanabilir hâle getiririz, bunun peşinde olmalıyız; bu, hem geçmişi iyi bilmekle hem de bugünden yarına vizyon geliştirmekle mümkün. Geçmişin “evrensel ahlâkî değerlerini” bugün yaşadığımız hayata uygulamak ve geleceğe güvenle bakmakla. Geleceğe “kötü bir miras” bırakmak istemiyorsak, bakışımız hem geriye hem ileriye dönük olmak zorunda. Sadece geriye bakmak, geriye gidiş demek olur ki bu, hayatın doğasına/fıtrata (suyun akışına) ters ve mümkün değil; önemli ve değerli olan, insan doğasını/fıtratını (suyun akışını) temiz tutmaktır.

Hayat akıyor, kimse de bu akışı durduramıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET