İYİLİK YAPMAK


İyilik yapmak iyidir ama iyiliği de iyi yapmak çok daha iyidir. Karışık, anlaşılmaz bir cümle gibi görünüyor, değil mi? Biraz açayım. ‘İyiliği iyi yapmak’, ona kötü duygular katmamakla olur. Ne gibi? Kişisel bir beklenti (gösteriş, kaz-tavuk hikayesi, statü vb.) ile yapılan iyilik, iyiliktir ama iyi bir iyilik değildir; din, iyi iyiliğe “Allah Rızası için yapılan iyilik” diyor. Allah Rızasındaki beklenti sadece Allah'ı ilgilendirir, O, yüreklerimizdeki samimiyete ve niyete bakar ve ona göre bizi iyi ya da kötü biri olarak değerlendirir. Her dâim yüreklerimizi (kalplerimizi) kontrol etmeliyiz ve şu duayı sürekli tekrarlamalıyız. “Rabbenâ! lâ tüziğ' kulûbenâ bea'de iz hedeytenâ ve heb lenâ min ledünke rahmeh, inneke entel Vehhâb. (3/Âl-i İmrân, 8.) Rabbimiz! Verdiğin hidayetten sonra kalplerimizi kaydırma (saptırma), bize katından rahmet bağışla!. Muhakkak bağışlayan (Vehhâb olan) sadece Sen’sin.” Vehhâb, Vehb/Vehebe'den, hîbe de aynı kelime, beklentisiz ve karşılıksız veren demektir. Bağışlama kelimesi Türkçe’de iki anlamda kullanılıyor : 1) Affetme 2) Karşılıksız verme. Arapça’da affetme : mağfiret; karşılıksız verme ise vehb'den hîbe; Vehhâb ise, ism-i tafdil, bağışlama işini (hîbeyi) en çook yapan demek.

Vehhâb olan Rabbimiz yüreğimizdeki iyiliği görünce, yaptığımız iyiliğin miktarına (az ya da çok olmasına) bakmaz, verir de verir... ama yüreğimizde bir “sıkıntı/yamukluk” varsa trilyonları bağışlayalım yüzümüze bakmayabilir!. Yaptığımız iyiliği iyi yapmanın kriteri/ölçüsü : İhlâs, yâni samimiyet/içtenlik ve ciddiyettir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET