DUÂ

Duâ, Yaratıcı’dan istenen istek/isteme,  Yaratıcı’yı ‘bişeye/bişey için’ “çağırma/dâvet” etme demek. İnsan, ‘bişeye/bişey için’ sadece Yaratıcı’yı çağırmaz, kulunu da çağırabilir; meselâ bir işinin olması için “yetkili birini” araya koyabilir, hâlini ona arz edebilir, ona yalvarabilir; bu, duâ olmaz; istek olur ama “duâ gibi”! yapılırsa (istenirse), Allah korusun Yaratıcı’ya ortak koşulmuş olur.

Kullardan istediklerimizi Yaratıcı’dan ister gibi (huşû ile!, yalvararak) istersek, duâ etmiş olmaz, dilencilik etmiş oluruz; bu da “insan onuruna” yakışmaz!, (sığmaz!).

Kişi isteklerini yalnızca Rabbinden ister de gerçekleşmezse, Rabbi o kişiyi o hâl üzre deniyor demektir; ayrıca gidip o şeyi kulundan istemesi “uygun” olmaz!.

Kasas, 88. ayeti, ben bu şekilde anlıyorum. Ne diyor o âyet? “Allah'ın yanı sıra (Allah’tan) başka bir ilâhtan istekte bulunma!...” (ve lâ ted'u meallahi ilâhen âhar...) diyor. Ted'u, deave’nin emir kipi; duâ, bu fiilin isim hâli; bu fiil türevleri ile Kitab’ta 212 yerde geçer, yalvarma, çağırma, davet etme, isteme anlamında kullanılır.

Kuldan isteyen dilenir; Allah'tan isteyen duâ eder; duâsı er-geç kabul olur; olmazsa da, Allah'ın o kulu hakkında bir bildiği (hayr!) vardır; ya o hâl ile onu deniyor, Kendine daha çok yalvarsın/yakınlaşsın/yaklaşsın istiyordur ya da kulun o istediği şey (yaptığı duâ) onun ileride hayrına olmayacağı için vermek istemiyordur. (Rabbimizin vermesine ve almasına bu gözle bakarsak daha isabetli hareket etmiş oluruz; ayrıca kula verilenin bir ‘bedeli’! vardır, o bedel bizi zor duruma düşürebilir.)

Ey aceleci kardeşim!, Duâm kabul olmuyor diye üzülme!. Sakın Allah'tan (Rabbinden) başkasından da bişey isteme/yalvarma! Sabret!. Rabbin seni senden iyi biliyor ve senin ‘iyi biri, iyi bir kul’ olmanı istiyor; O’ndan başkalarına yalvararak kendi değerini düşürme!.

Sadece Rabbinden iste!. O'na güven!. “... O, bişey isterse onu engelleyebilecek; istemezse onun oldurabilecek (onu gerçekleştirebilecek) kim var?! De ki : Allah bana yeter!. (Bunu bilenler!) sadece O'na tevekkül eder.” (39/Zümer, 38.)

Teslimiyet (İslâmiyet, Allah'a teslim olmak, inanmak/güvenmek) böyle bişey Aziz Kardeşim; bunu bil de kendini “başkalarına” teslim etme!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET