NE KALIYOR, NE GİDİYOR?!.

İnsanlık tarihi boyunca, (kötüleri saymıyorum), ömrünü ilme, siyasete, dünyaya/dünyalığı (para-pul, makam-mevkiye vb.) vakfeden nice “deve dişi gibi”  adamlar geldi-geçti bu dünyadan, geçecek de.

Yüzlerce, binlerce Peygamber, filozof-kral ve âlim gördü bu dünya.

Ne götürdüler?!.

Ne bıraktılar?!.

Nereye gittiler?!.

...???...

Neyin peşindeyiz?!.

Kalıcı olan ne?!.

Ölüm sonrasına “hoş bir sedâ” (güzel bir örneklik, iyi bir amel defteri) bırakmak değil mi bu hayat?!.

Bu (sonsuz kâinat) kubbe(sin)de kalıcı olan bu değil mi?!.

Burada iken unutulanlara bakın, unutulmayanlara bakın!.

Unutan, unutuluyor.

Unutma, gaflettir; hatırlama ise, zikr (tezekkür).

Zikr, Allah’ı anma, O'nu anlatma, fark etme, bilme, uyanıklık olma, teyakkuz hâlinde bulunma (“gözünü açma”).

Zikir, sözle söyleme yanında davranışlarla da eyleme.

Unutmayan O. O, iyiyi (iyiliği) de kötüyü (kötülüğü) de unutmaz; iyiyi, iyi yerde; kötüyü de, kötü yerde “ebedî kılar.”.

İnsanlar unutsa da O unutmaz.

Ama!, herkes her şeyi hatırlayacak! ve bir daha aslâ unutmayacak!. Kimi sevinçten “dört köşe”! olacak, kimi de derin ve yürek yakan kederinden, üzüntüsünden mahvolacak, kahrolacak!.

Aksi hâlde her şey, boş, saçma ve anlamsız; böyle düşünenlerin kendisi de boş, değersiz ve anlamsız; böyle düşündükleri için o derin pişmanlığı yaşayacaklar, büyük acılar içine terk edilecek ve unutulacaklar; unutmanın nasıl bişey olduğunu iliklerine varıncaya kadar yaşayacaklar!.

Zůqů azěbel harîq!. Tadın! (bakalım bu) yakıcı (kavurucu) azabı!. (3/Âl-i İmran, 181.)

“Yaklaşıyor yaklaşmakta olan.” (53/Necm, 58.) “O bilinen gün = yevm-ül æzife”!. O gün, korkudan yürekler ağızlara gelir, gönüller dertle/endişe ile dolar; o gün, zalimlerin (hamîmin, yakın dostu/yardımcısı; şefîın, şefaatçisi; yutâ’, kendisine itaat edilen) ne bir yardımcısı ne de bir şefaatçisi olacaktır.” (40/Mü’min, 18.)

Hazırlıklarımızı o güne göre, bugünden yapma durumundayız; o gün, bu gün; yarın çok geç olabilir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET