SECDE

Secde, kişinin sadece namazda ve secde âyeti oku(y/n)unca alnını-burnunu yere koyması değil, hayatında da (tüm iş ve işlemlerinde de) Allah’ın emri (dini) karşısında kayıtsız-şartsız itaatini göstermesi, Allah’ın emri dışında başka bir emre (tercihe) zerre kadar itibar etmemesidir.

Sehv (yanılma) secdesi, yanlışlıkla yapılan bir hatanın, günahın affı için yakınlaşmadır, fiilî tövbedir.

Şükür secdesi, yapılan ve başa gelen bir ve bir çook iyiliğin sahibine yapılan fiilî teşekkür ve şükürdür.

Secde, kulun Rabbine çook yakın olduğu ândır, bu ânları çoğaltan kul “mukarrebûndan” olur. 

“Ebrârın hasenâtı, Mukarrebûnun seyyiâtıdır.” İyilerin iyiliği, yakınlara/yakın kılınmışlara (Mukarrebûn olanlara) (bazen)! günah gibi görünür. (Kuşeyrî Risâlesi)

Yakın olanların hâli farklıdır; biz onları farklı görürüz. Hele (Allah korusun) münkirsek, onlara “deli/mecnun, kafayı yemiş” deriz. Efendimize münkirler böyle dememişler miydi?!.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET