YOLCU/LUK


İnsan, bir yolcudur; yolcu olduğunu bil(e)mezse bulunduğu yeri (dünyayı, malı-parayı, makamı vb.) sahiplenir, kimseye vermek istemez, paylaşmaz.

Yolculuk biyerden biyere doğrudur (...den ...e doğru.). Geldiği ve gittiği yeri bilmek, iyi bir yolcu olmak için kâfi midir?

Gelinen yer bilin(e)mese de gidilen yer bilinmelidir!.

Dünya, biyerden (nereyse ora!)  geldiğimiz ve biyere gittiğimiz yerdir; bir ara-duraktır.

Geldiğini bilmeyen, gideceğini de bilmez ve bulunduğu yere tapu almaya kalkar.

Gelmek, doğmaktır; gitmek, ölmek (mi?).

Müslüman zihin bibenzeri öldüğünde, “innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” der; bu cümle, “Allah'tan geldik, yine O'na döneceğiz.” diye çevrilir; doğru çeviri : biz Allah'a aid(varlıklar)iz, (Allah'ınız ya da Allah için varız, Allah için burdayız, O’nun eseriyiz/mülküyüz!) ve (cümlede 'yine' yok!) O'na dönücüyüz/dönüyoruz, döneceğiz. (‘li’ harf-i ceri, için ve aid manası verir, ‘an’ harf-i ceri gibi den/dan manası vermez.)

Dönme eylemi/fiili, gelinen yeri imâ ettiği için O'ndan geldik O'na dönüyoruz denilmesi normal ama O’nun Zât’ı biz gelince “eksilen”! değil ki, biz dönünce tam olsun, tamamlansın!. O’nun Tamlığı, Mükemmelliği hiç eksilmez ki, eksilmedi ki!. O, hep Tam ve Mükemmeldi/r (Omnipotence'dir).

Öyle ya da böyle, madem buradayız; geldiğimiz yerin pekbiönemi yok! ama gideceğimiz yeri ‘bilmemiz’ gerekiyor!. Buradaki “bilme”, yolcunun yürüdüğü yolu ve gittiği yeri yaşayarak/yürüyerek bilmesidir.

Yol doğru ise, yer de doğrudur. Doğru yol, insanı yanlış yere götürmez. 

Din (Kitâb), doğru yola “Sırat-ı Müsteqîm” der. Sırat, yol; müsteqîm, istikamet üzre olma durumudur. İstikamet, yolda ve yol yürüyüşte doğruluk demektir ki, yol yürüyüşünü hayat/yaşam olarak alırsak bu doğruluk, ahlâkî dürüstlükten ve dinden/imandan beslenir.

Aslında yaşamın (insanın burada yaşamasının) anlamı, doğru yolu bulma ve o yolda yürümedir.

Bulma, bilme ile; yürüme de inanma ile mümkündür. Bilmeden yola girilmez; inanmadan da o yolda yürünmez!.

Bilmek, “doğru yolu bulana” kadardır. “Doğru yolu” bulanın, bilmeye ihtiyacı kalmaz ama bu bulma, bazı insanda bir ömür sürer, bazıları hiç yolu bulamadan gider, bazıları da çok kısa sürede bulabilir!.

“Doğru yol” bulununca, “o yolun câzibesi” kişiyi dosdoğru kılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET