KUR’AN VE KURAM

Kur'ân, bir kuram Kitab’ı değildir, hayat Kitab’ıdır.

Nazarî bilgi, pratik amele dönüşmezse, aklî/zihinsel bir oyuna dönüşür; bu oyundan ne yazık ki bütün ilmî disiplinler az veya çok nasiplenmişlerdir. Kur'ân, nazarî akıldan değil, aklın pratik, ahlâkî kullanımdan, amel/eylem hâlinden söz eder. Bizler, ahlâkın bile nazarîyesini oluşturduk ve adına etik dedik; etik, ahlâk değildir, belki zihnin/aklın ahlâkıdır. Kur'ân’a sadece nazarî/zihnî/aklî bakarak O’ndan ilmî disiplinler (Kelâm, Fıkıh, Tefsir, Tasavvuf) çıkarıp uygulamayan din adamları; (âlimler demiyorum çünkü âlim, ilmiyle amel eden adamdır) o ilimleri meslek edinmişlerdir; onlara fırıncı, sanayici, siyasetçi gibi Kelâmcı, Fıkıhçı, Tefsirci, Tasavvufçu deniyor, âlim denmiyor. Elbet Kelâmcı, Fıkıhçı, Tefsirci, Tasavvufçu olacak ama onlar, bu alanları (disiplinleri) sadece zihinsel bir kazanç kapısı olarak görmeyecekler, amel edecekler ve topluma örnek olacaklar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET