DİNİN ESASLARI


Din, Rabbimizin inanmamızı ve yaşamamızı istediği hayattır; bu hayatın = dinin görünen ve görünmeyen zorunlulukları, temel esasları ve şartları vardır; bunlara kısaca İslam’ın ve İman’ın şartları diyoruz. Bu yazıda bu şartların ne anlama geldiğine kısaca değineceğim.

Görünmeyen esaslar : İmanın Şartları :

1) Allah'a,

2) Meleklerine,

3) Kitaplarına,

4) Elçilerine/Rasüllerine,

5) Âhiret ve Hesap Gününe,

6) Kaza ve Kadere/İlâhî Takdire inanmak.

Görünen/Pratik olan esaslar : İslam’ın Şartları :

1) Şehâdet (Kelime-i Şehâdet) getirmek.

2) Namaz kılmak.

3) Oruç tutmak.

4) Hacc’a gitmek.

5) Zekât vermek.

Bunların ikisi de çok katmanlıdır.

Hepsini başı Kelime-i Şehâdet’tir ki, bu en yüce kelime/sözdür. Bu sözü söyleyen, (mutlak anlamda) sözünü dinleyeceğim tek otorite Allah'tır ve O'ndan başka tapma düzeyinde itaati kimseye göstermem, çünkü öyle bir güç/ilâh yok!, demektedir.

Eşhedü = Ben şahidim; en = kesinlikle; Lâ = yoktur; ilâhe = ilâh; illâ = sadece ve ancak, tek istisnası vardır; O da Allah’tır.

VeEşhedü = ve Ben yine şahidim; enne = kesinlikle; Muhammeden = Muhammed; abduhu = O’nun kulu; veRasûlühü = O’nun (Allah’ın) Resulüdür.

***

Namaz, her gün, beş vakit, emrindeyim Ya Rab!, kulluğumu unutmadım demenin, ‘Huzur'a' çıkıp ‘tekmil’ vermenin, yanlışlıkla yapılan kusurlar için af/özür dilemenin şeklen ve kalben ifadesidir.

Namaz, abdestli kılınır. Abdest, iç ve dış temizliktir. Abdest alırken, abdest uzuvlarının dışı ve içi (duygu, düşünce ve kalp) temizlenir; tertemiz ‘Huzur’a’ çıkılır.

Namaz, vakitleri ile hayatı/zamanı; kıble de istikameti düzenler, onda okunan Kur'an da bilinci... Namaz, Allah’a  kullukta kararlılık, başkasına kulluğu ret, kötü yaşamı terktir.

***

Oruç, insanın en temel ihtiyaçlarından (yeme-içme) dahi Allah için vazgeçebilmesidir. Hayatında Allah'ın emrini hakim kılmak için aç kalmayı, susuz kalmayı göze alabilmesidir.

Oruç, her yıl Ramazan ayında tutulsa da, gerektiğinde her zaman tutabilmeye hazır hâle gelmedir. Oruç, kişinin Allah'ın istediği bir hayatı yaşamak için her türlü zorluğa katlanacağını göstermesidir.

Ya Rab!, Senin Rızan benim vazgeçilmez hedefimdir, gerekirse Senin helâl kıldıklarından da vazgeçebilirim, bu bedeni açlığa susuzluğa mahkûm ederek Senin (Rızan) için fedâ edebilirim demektir oruç.

Oruç, yaşamak için gerekli olan şeyleri bile terk edebilmektir. Oruç, onu tutan insanın yaşamını sağlayan “yaşamdan daha güçlü bişey”, (yaşam gücü = Allah için), gösterişsiz bir şekilde (kimse onun aç-susuz olduğunu bilmez) yaşamdan vazgeçmesini  göze alabilmesidir.

***

Hacc, Allah için evi-barkı terk etmek, ‘Allah’ın Evi = Beyt-ullah’ı ziyaret etmektir. Oradaki ‘meşâiri', ilâhî işaretleri görmek (arafat), O’nun için pervane olup dönmektir (tavaf). Eve dönünce de her işte sadece Allah'ın Rızasını gözetmektir.

Hacc, malî ve bedenî bir ibadettir; yani malını ve canını Allah için fedâ etmeye hazır hâle gelen hacı olur. 

Tavaf, sol yanını (kalbini) Allah’ın Evi Kâbe’ye, sağ yanını (omuzunu açık tutarak) tehlikelerle mücadeleye adayan Mü'min’in ihramlı dönüşüdür.

Arafat, Allah merkezli hayatı yaşama stratejisi için planlar yapma; Mina, Allah'a itaat etmeyen şeytan(lar)ı taşlama; iç ve dış dünyasına (artık) şeytanı yaklaştırmamadır. ‘Hacc, Arafattır’. (Hadis-i Şerif.)

***

Zekât,  malı Veren’i bilmek, verdiğinin belli bir miktarını ‘Ver! dediği yerlere’ vermektir. Zekât hem malı hem mal sahibini temizler; zekâtın kelime anlamı ‘temizleyendir.’

Zekât, dünyaya ve dünyalığa bağımlı olmayı önler, kişiyi daha yüce hedeflere doğru ‘uçurur’; aynı zamanda toplumsal dayanışmaya çook önemli katkı yapar.

Zekât, Karunlaşmanın önündeki en büyük engeldir. Karun, ‘Bütün bu zenginlik bana benim elde ettiğim ilim sayesinde verilmiştir.’ diyen adamdır. (28/Kasas,78.)

Zekât vermeyen, “Veren'i" bilmeyen, şükretmeyen, nankör ve küstahtır.

***

İman esasları İslâm esaslarının teorik alt yapısıdır ve onlar pratik olmadan anlamsızdır. Bu, ‘seviyorum’ deyip, hiç kimseyi sevmemek, yoksulun haline üzülüyorum deyip, hiç kimseye herhangi bir yardım vermemek gibidir. 

***

İman esaslarının karşılığını her şeyden önece kişi vicdanında bulur ve temellendirir. Bu esasların başında tek ve yek ilâh olan Allah'a iman vardır. Sadece Allah'a iman ‘ütopiktik’, Meleklerine iman olmazsa her şeyi “ütopik olan Allah'a” ‘yaptırırız’ ve hâşâ Allah, bir hizmetçi durumuna düşer!.

O (Allah), El-Melik/Kral'dır, O’nun tüm işlerini Melekleri yapar, onlar O’nun emrinden asla çıkmazlar; Melekler Allah'ın ‘askerleridir’ ve nurdan yaratılmışlardır, hiç günah/kötülük işlemezler.

Meleklere iman olmadan ‘olup-biteni’ açıklayamayız. Her Meleğin görevi vardır. Cebrail, vahy getirir; Azrail, can alır; Mikail, tabiat olayları ile ilgilenir; İsrafil, kıyamet...Bu dört büyük Meleğin emrinde sayılarını ancak Allah'ın bildiği sayısız Melek vardır.

***

Kitaplar (Zebur, Tevrat, İncil, Kur'an ve diğer Suhuf’lar) Cebrail vasıtası ile insanlara gönderilmiş, insanların dosdoğru yaşamaları için İlâhî yol rehberleridir. Kitaplara inanmak, onların içinde yazılı olan kuralları uygulamakla anlamlı olur. 

Kitaplar, Allah'tan Melekleri (Cebrail) aracılığı ile Allah'ın Elçilerine (Peygamberler) iner. Bunların birini inkâr hepsini inkârdır. Son Kitap, Kur'an-ı Kerim'dir, bozulmamıştır, bozulmayacaktır ve hükmü kıyamete kadar geçerli olacaktır.

***

Bütün bunların (İman ve İslâm esaslarının), Ahirette bir karşılığı olacaktır. Bunlara uygun yaşayanlar, orada olumlu karşılık görecek; uymayanlar cezalandırılacaktır. Bu da, Cennet ve Cehennem demektir.

***

İnsan, her şeye rağmen, her şeyi bilemez, her şeye gücü yetmez, acizdir; insan, başına gelen şeylerin (iyi-kötü, zor-kolay, her şeyin), bir imtihan olduğunu bilmeli, sabretmeli, takdire razı olmalıdır. Kaza-Kader de, kişinin elinden geleni yaparak, her şeyin Allah'ın izni ile olduğuna inanması, O'ndan gelene rıza göstermesidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET