ÖZET YÂSÎN

Yâsin, Kur’ân’ın kalbi; dindarların çoğu zaman ‘anlamadan’ çok sık okuduğu bir sûre. Bu sûreye kuşbakışı baktığımızda ne der? İlk ayet, huruf-u mukattâ; anlamı, Rabbi ile Elçisi arasında özel ama bazı bâtınî yorumlar onun “Ey ye's/üzüntü içinde içinde olan!” diye anlamışlar. Nazil olduğu zaman dilimi zor bir dönem; bu dönemi dikkate aldığımızda bu anlam mâkul. Kur'an’ın henüz hâkim olmadığı (Söz(ün)ün dikkate bile alınmadığı) bir dönem. Israrla bu Kitab Hâkîm, Sen de gönderilmiş Elçisin, doğru yol üzerindesin, Biz, babaları uyarılmamış bir kavmi uyarmak için Seni gönderdik; Sen onların ısrarlı inkârlarına aldırma! Söylemeye (tebliğe) devam et!; Biz her şeyi biliyoruz, diyor ve önceki kavimlerin davranışlarından örnekler veriyor (2. sayfada). 3. sayfada onların helâkinin ne kadar kolay olduğu anlatılıyor (sadece  bir sayha/ses!); onlar da tıpkı 'bunlar' gibi işi ciddîye almamışlardı da derin pişmanlık duymuşlardı... Bakın! Yere, içindekilere, geceye, gündüze, güneşe, aya, yaratılışınıza... (4. sayfa); cimriliğinize, mala tapınmanıza, hesabı inkâr edişinize; kıyamet günü başınıza geleceklere; iyiler cennette (5. sayfa), çook rahat, yakınları (eşleri) ile köşklere/tahtlara kurulmuş, Rabbleri onlardan hoşnut, onlara Selam ediyor, esenlik diliyor, keyfinize bakın diyor... kötüler cehennemde yanıyor, inliyor, acı çekiyor... ve “Ben size demedim mi?!” şeytana uymayın!. Beni dinleyin!. Akılsızlar!. İşte size yalan saydığınız, önemsemediğiniz cehennem!. Bütün yaptıklarınızı elleriniz-ayaklarınız söyleyecek, Biz isteseydik sizi hiçbişey yapamaz hâle de getirebilirdik ama yapmadık, oysa siz bildiğinizi yaptınız, Beni dinlemediniz!... Biz, şiir söylemiyorduk!.. Aahh! Bu nankör insan! bir nutfeden (basit bir sudan/menîden) yaratıldığını unutur da Bize düşman kesilir (son sayfa) ve bize kendi kıt aklınca örnekler verir : “Biz öldükten, kurumuş kemik hâline geldikten sonra bizi kim diriltecekmiş!?” der. İşte gördünüz. Biz, sizi önceden nasıl yarattıysak şimdi de sizin parmak uçlarınıza varıncaya kadar tekrar yaratır/diriltiriz. (Bu işin şakası yokmuş, gördünüz.) Biz, bişeye “Ol" deriz, o da hemen oluverir...

Bize döneceksiniz!..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İHÂNET

KELİME/KELÂM & KAVL/SÖZ

HADİS & SÜNNET